17. Hukuk Dairesi 2017/434 E. , 2019/11962 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı-karşı davalı vekili; müvekkilinin davalılardan ..."a ait olan ve ... Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanmış bulunan aracın sürücü ... sevk ve idaresinde iken 05/02/2010 tarihinde sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu ağır yaralandığını, müvekkilinin kaza sonrası çalışma gücünü kısmen kaybettiğini, bu nedenlerle müvekkilinin kaza sonucu işgücü kaybına bağlı olarak uğradığı kazanç kayıpları karşılığı fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca uğradığı operasyonlara bağlı olarak duyduğu elem ve acı karşılığı 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmedilecek maddi ve manevi tazminata 05/02/2010 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı ... Sigorta A.Ş. vekili; kazaya karışan aracın trafik ve kasko poliçesinin müvekkili tarafından tanzim edildiğini, kaza akabinde alınan eksper raporunda araçta KDV dahil toplam 1.999,76 TL hasar meydana geldiğini, meydana gelen hasarın 1.747,00 TL"sinin aracı onaran ... Otomotiv A.Ş."ye 06.04.2010 tarihinde, 252,00 TL"sinin ise 16.03.2010 tarihinde parça onarımı yapan ... Ltd. Şti."ye ödendiğini, müvekkilinin TTK 1301. maddesi uyarınca sigortalısının halefi olduğunu, bu nedenle karşı dava ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.400,00 TL"nin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/170 esas sayılı dava dosyasında davacı vekili; davalılardan ..."a ait olan ve ... A.Ş. tarafından sigortalanmış bulunan aracın, sürücü ... yönetiminde iken 05/02/2010 tarihinde sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin kaza sonucunda çalışma gücünü kısmen kaybettiğini, bu nedenle Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/121 Esas sayılı dosyasında maddi ve manevi tazminat davası açtıklarını, ancak söz konusu davada gider avansının süresi içinde yatırılmamış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğini, bu nedenle bu davayı açtıklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve tahsilde tekerrür olmamak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, ayrıca müvekkilinin uğradığı bir dizi operasyona bağlı olarak duyduğu elem ve acı karşılığı 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri; asıl dava, karşı dava ve birleşen davada davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delliler ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığından 6100 sayılı HMK"nun 120/2, 448, 114/g ve 115/2 maddeleri ile Hukuk Mahkemeleri Kanunu"nun Gider Avansı Tarifesinin 4 ve 6. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş, hüküm davalılar-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Daire"nin 05/03/2013 tarih, 2012/3848 esas, 2013/2895 karar sayılı ilamı ile “...Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle sürekli işgöremezlik ve manevi tazminat istemine, karşı dava araç hasarının tahsiline ilişkindir. Davalı, kazalı aracın hem ZMSS hem de kasko sigortacısı olup davalı vekili tarafından ödenen araç hasarının rücuen tahsili amacıyla asıl davaya cevap süresi içerisinde harç yatırılarak asıl davanın davacısı aleyhine karşı dava açılmış, mahkemece asıl dava yönünden davanın reddine karar verilirken karşı dava ile ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Mahkemece karşı dava yönünden yargılamaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetli olmamıştır" şeklindeki gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, asıl davada, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi nazara alınarak 28.300,07 TL maddi tazminatın davalılar ... ve ..."dan olay tarihi olan 05/02/2010 tarihinden itibaren davalı ... Sigorta Şirketinden de poliçe limitleriyle sınırlı kalmak üzere temerrüt tarihi olan 26/03/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, karşı davanın kabulü ile 1.400,00 TL maddi tazminatın rücuen davalı ..."den 06/04/2010 ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile karşı davacı ... Sigorta A.Ş."ye verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05/02/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."e verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, birleşen Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/170 esas sayılı davasının da derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar vekilleri tarafından asıl dava yönünden temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece asıl davada usulden red kararı verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmeyerek asıl dava kesinleşmiştir. Dairemizce, asıl davada açılan karşı dava yönünden olumlu olumsuz karar verilmemiş olması nedeni ile mahkeme kararı bozulmuş, bu defa mahkemece asıl dava, karşı dava ve dosya temyiz incelemesinde iken açılan birleşen dava yönünden karar verilmiştir. Asıl davanın kesinleşmesinden dolayı bozma kapsamı dışında kaldığı gözardı edilerek, yeniden hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2-Dava şartlarını düzenleyen 6100 sayılı HMK"nun 114/1. maddesinin ı bendinde "aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması" şeklinde ifade edilen derdestlik dava şartlarındandır. Açılmış olan bir davanın görülebilmesi ve bulunması ya da bulunmaması gereken dava şartlarından biri olan derdestlikten söz edilebilmesi için, daha önce açılmış olan davanın tarafları ile konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece birleşen Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/170 esas sayılı davasının derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince 26.03.2012 tarihinde birleşen dava açılmış, 14.11.2013 tarihinde dava dosyalarının birleştirilmesine karar verilmiştir. Asıl davanın red tarihi 27.12.2011"dir. Gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ tarihi 26.01.2012"dir. Söz konusu karar davacı vekilince temyiz edilmeksizin 10.02.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Dolayısı ile birleşen davanın açıldığı tarihde artık derdest bir davanın varlığından söz edilemeyeceğinden, açılan davaların bu duruma göre değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, derdestlik nedeni ile davanın reddine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekili ile davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 12.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.