Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/25925 Esas 2017/3336 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/25925
Karar No: 2017/3336
Karar Tarihi: 07.03.2017

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/25925 Esas 2017/3336 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/25925 E.  ,  2017/3336 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    1-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının (REDDİNE);
    2-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, keşideci imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece, itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına, alacaklı tarafın kötüniyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden icra inkar tazminatı ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
    İİK"nun 170/4. maddesine göre, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder.
    Somut olayda, takip dayanağı senette borçlunun keşideci; alacaklının ise lehtar olduğu görülmektedir. Bu durumda, alacaklı lehtar, imzaya itiraz eden keşidecinin imzasının sıhhatini bilecek durumda olduğundan senedi takibe koymada ağır kusurlu kabul edilmelidir.
    O halde, mahkemece borçlu lehine asıl alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacaklının asıl alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkümiyetine karar verilmesi gerekirken, tazminat ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığı yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.