4. Hukuk Dairesi 2015/6764 E. , 2016/5740 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ............ ve diğerleri aleyhine 22/05/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Davalı ..."ne yönelik temyiz itirazları yönünden;
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, maliki olduğu taşınmazın sınırına davalı ..... tarafından üretim fazlası atıkların yığılması nedeniyle kanalların kapandığını ve davalı ... tarafından su tahliyesini sağlamaması nedeniyle taşınmaz üzerindeki yonca bitkisinin zarar gördüğü belirtilerek, uğradığı zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, ziraat bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ile, dava öncesinde davacı tarafından yaptırılan tespitteki raporun yetersizliğinin ayrıntılı bir şekilde irdelendiği, Şeker Fabrikasının 2010 yılından itibaren 3 yıl boyunca bir üretim yapmadığı, davacının ....."ye ait 470 nolu parsel üzerinde de yonca ekimi yaptığı, tespit sırasında çekilen fotoğraflarda dava konusu taşınmaz üzerinde şeker fabrikasına ait artığın tespit edilemediği ve kanaldan çıkarılan atıkların davacının arazisine değil ....."ye ait parsel üzerine döküldüğü, yine .... kanalı olmasa bile arazi yapısı nedeniyle arazide su toplanmasının kaçınılmaz olacağı, bu nedenle davacının arazisindeki ürünlerin zarar görmesinde davalıların bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı ..... Genel Müdürlüğü bir kamu tüzel kişiliği olup, kural olarak işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Somut olayda, davalının yasa ile kendisine verilmiş bulunan görevi gereği gibi yerine getirmediği ileri sürülmüştür. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdare’nin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı, İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır. 6100 sayılı HMK"nın 114. maddesinde de yargı yolu dava şartları arasında sayılmış olup dava şartlarının mevcudiyeti mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilecektir. Bu durumda; mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Davalı ....."ne yönelik temyiz itirazları yönünden;
Dosya kapsamından, dava tarihinden önce 79 parsel numaralı taşınmazın tamamı davacı adına kayıtlı iken, bir kısmının drenaj kanalı inşaatı yapılması amacıyla kısmi kamulaştırmaya konu edildiği, bu sebeple iki parçaya bölünen taşınmazın kamulaştırılan kısmının 470 parsel numarası ile ..... adına tescil edildiği, diğer kısmının ise 469 parsel numarası ile davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen ziraat bilirkişisi raporunda; davacının parselinin bir kısmının tarla, bir kısmının da fındık bahçesi olarak kullanıldığı, tarla olarak kullanılan kısım üzerinde yonca tarımı yapıldığı, ..... tarafından açılan kanalın açık olduğu, kanal temizliği sonucu atıkların ....."ye ait 470 nolu parsel üzerine konulduğu, davaya konu taşınmaz üzerine atılmadığı, su birikintisi de olmadığı, davacıya ait taşınmazda tesviyenin yetersiz olduğu, taban suyunun da yüksek olduğu, bunun yonca tarımını olumsuz etkilediği, Tarım İlçe Müdürlüğü tarafından yapılan tespitin kış ayında yapıldığı, o tarihte çekilen fotoğraflar incelendiğinde taşınmaz üzerinde su birikintisinin bulunmadığı, suyun taşınmazdan uzaklaştığı ve yonca bitkisinin gelişimini sürdürdüğünün görüldüğü, yine bu fotoğraflardan da kanal temizliği artıklarının ..... parselinin içine döküldüğünün, davacı tarafından ..... parseli içine de yonca ekildiğinin anlaşıldığı, buna rağmen ..... parseli içindeki yoncanın da sağlıklı olduğunun görüldüğü, yoncadaki seyrekleşmenin esas sebebinin ise tesviye yetersizliği olduğu, davacının taşınmazı ve ürünleri ile ilgili olarak ..... kanalına bağlı herhangi bir zararın tespit edilemediği ve taşınmazın sınırında bulunan ..... kanalı bulunmasa dahi taşınmazın konumu ve zemin yapısı nedeniyle mevsimlere ve yağışlara göre su toplanmasının kaçınılmaz olduğu belirtilmiştir.
Söz konusu keşfe katılan fen bilirkişisinin raporunda ise; davacıya ait 469 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü ve sınırları belirtilmekle yetinilmiş, atıkların konulduğu yerin ....."ye ait 470 nolu parsel sınırları içinde kaldığına veya davacı tarafından ....."ye ait parsel içerisine de yonca ekildiğine ilişkin bir ölçüm, tespit veya görüş belirtilmemiştir.
Yerel mahkemece hükme dayanak yapılan hususlar, ziraat bilirkişisi tarafından belirtilen tespitler olup, bu hususlar ile ilgili mahallinde gerekli ölçümlerin ve tespitlerin fen bilirkişisi tarafından yapılması gerekmektedir. Şu durumda, yerel mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak, davacı tarafından yonca ekilen kısmın davacıya ait 469 parselde mi yoksa ....."yi ait 470 parselde mi kaldığı ve atıkların hangi parsele konulduğu hususlarında fen bilirkişisinden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1) ve (2) no"lu bentlerde gösterilen nedenler ile BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.