22. Hukuk Dairesi 2017/45565 E. , 2018/9522 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, işveren vekili konumunda olan davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını, davacının .../... terör örgütüyle mücadele kapsamında işten çıkartıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davacının iş sözleşmesinin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesi kapsamında feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilince, istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafta davacının terör örgütü üyesi olduğu yönünde şüphenin oluştuğu, bu şüphe altında, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince, yeniden istihdamın mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesi hükmünün olaya ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesi, .../... terör örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olduğu şüphesi bulunduğu iddiasıyla işverence feshedilmiştir.
667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesinde;
“Kamu görevlilerine ilişkin tedbirler
MADDE 4 - (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen;…
f) (Değişik: KHK/668 - 25.7.2016 / m.4/8-ç) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ve diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılır. Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinde belirtilenlerin işlemleri ise söz konusu maddedeki usule göre yapılır,
g)Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılır...
(2)Birinci fıkra uyarınca görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; görevinden çıkarılanların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bu fıkrada sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi sıfatını taşımayanlar hakkında da bu fıkra hükümleri uygulanır.” hükümleri mevcuttur.
Dava konusu fesih işlemi, 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinde ifade edildiği gibi "başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen bir işlem" değildir. Dolayısıyla, davacı işçinin .../... terör örgütüyle irtibatlı veya iltisaklı olup olmadığına veya bu yönde bir şüpheyi haklı gösterecek olgunun bulunup bulunmadığına yönelik araştırma yapılması gereklidir. Gerek İlk Derece Mahkemesince gerekse de Bölge Adliye Mahkemesince bu yönde bir araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Anılan sebeplerle, cevap dilekçesinde açıklanan davacının terör örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olduğu yönünde şüpheye düşülmesine neden gösterilen vakıalar araştırılmalı; davacı hakkında mevcut ise adli ya da idari soruşturma evrakları celp edilmeli; Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı"nın Terörle Mücadele, Kaçakçılık, Organize Suçlar ve İstihbarat ile ilgili birimlerinden ve ayrıca Bilgi Teknolojileri Kurumundan varsa davacı ile ilgili bilgi ve belgeler istenilmeli; Bank ...’ya açılmış mevduat hesapları, hesap hareketleri ve bankacılığa ilişkin işlemler olup olmadığı sorulmalı, kapatılan dernek veya vakıflara üyelik kaydı bulunup bulunmadığı araştırılmalı, tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirilerek sonucuna gidilmelidir.
Yukarıda yazılı sebeplerden İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olmasına rağmen, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmak suretiyle ortadan kaldırılmasıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.