12. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/32600 Karar No: 2012/18920
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/32600 Esas 2012/18920 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2011/32600 E. , 2012/18920 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 25/10/2011 NUMARASI : 2011/892-2011/1076
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi vekili 18/07/2011 tarihli dilekçesinde özetle; Ankara 26. İcra Müdürlüğü"nün 2008/734 sayılı dosyası ile hakkında ilamlı icra takibi başlatıldığını, oysa bahsi geçen kararın onanmasına ilişkin Yargıtay ilamında yazılı olduğu üzere borçlu şirketin adınınTic. V,S. L, Ş,. olduğunu, borçlu şirket kollektif şirket olmadığından şirket ortağı olan müvekkiline şahsi olarak takibin yönlendirilemeyeceğini, şirketin 1993 yılında limited şirkete dönüştürüldüğünü, şirketin borçlarından dolayı ortakların şahsi sorumluluğunun olmadığını, kaldı ki aynı icra dosyasında ilamda yer almadığı halde müvekkiline icra emri çıkartılamayacağını belirterek müvekkili hakkındaki takibin iptaline ve alacaklıların tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, f Şirketi"nin, Türk Ticaret Kanunu"nun 152. maddesi uyarınca 15/04/1993 tarihinde, yani dava ve karar tarihinden çok önce limited şirkete dönüştürüldüğü ve limited şirket olarak faaliyetine devam etmekte olduğu, limited şirketin borçlarından dolayı şirket ortağına karşı takip yapılamayacağı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Borçlun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz niteliğinde olup, mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin incelenerek şikayet ve borca itirazın süresinde olup olmadığının denetlenmesi, istemin süresinde olduğunun anlaşılması halinde işin esasının incelenmesi gerekirken bu hususun gözardı edilerek doğrudan esasın incelenmesi isabetsiz olup mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.Kabule göre de;Kollektif şirkette sorumluluğu düzenleyen T.T.K."nun 179. maddesine göre; "Şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı birinci derecede şirket mesuldür. Şu kadar ki; şirkete karşı yapılan icra takibi semeresiz kalmış veya şirket herhangi bir sebeple sona ermiş ise, yalnız ortak veya ortakla birlikte şirket aleyhine dava açılabilir ve takip yapılabilir. Yukarıki hükümler, ortakların şahsi mallarına ihtiyati haciz koymaya mani değildir." Aynı Kanunun 180. maddesinde ise; “Yalnız şirket aleyhine alınmış olan ilam, şirket hakkındaki takip semeresiz kalmadıkça veya şirket herhangi bir sebeple sona ermiş olmadıkça ortaklar hakkında icra edilemez.İcra emrinin şirkete tebliğine rağmen borç ödenmediği takdirde alacaklı şirketle birlikte ortakların veya bazılarının da doğrudan doğruya iflasını istiyebilir” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, takip konusu ilamda, borçlu şirketin adı Şirketi olarak yazılı olup, şahsi sorumluluktan kurtulmak amacıyla sermaye şirketine dönüştürülmesi veya tasfiye edilmiş olması, yukarıda anılan maddelere göre ortakları sorumluluktan kurtarmaz. Mahkemece, açıklanan nedenlerle borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.