11. Hukuk Dairesi 2016/1935 E. , 2017/1758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/07/2015 tarih ve 2014/810-2015/501 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı sigorta şirketi nezdinde makine kırılma sigortası ile teminat altına alınmış olan ekskavatörün 16/12/2010 tarihinde kullanım halinde iken arızalandığını, tamir için ..." da bulunan ... adlı tamir ve bakım servisine haber verildiğini ve buradan bir servis elemanı gönderildiğini, servis yetkililerine müvekkilince sigorta şirketine bildirimde bulunulacağından, sigorta şirketinden cevap gelene kadar tamirin yapılmamasının bildirildiğini, sigorta şirketine bildirimde bulunulduğunu ve ekspertiz çalışması beklenirken sigorta şirketinin poliçeyi iptal edeceği haberinin alındığını, bunun üzerine tespit yaptırıldığını ileri sürerek, araçta oluşan hasar bedeli ve tespit için yapılan harcamalar toplamı olarak şimdilik 30.734,00 TL"nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının beyan yükümlülüğüne uygun davranmaması nedeni poliçenin iptal edildiğini, oluşan rizikonun teminat kapsamında kaldığı konusunda ispat yükünün davacıya ait olduğunu, davacının tek taraflı olarak yaptırdığı tespitlerin kendilerini bağlamayacağını, tespit giderinin de dava değerine eklenmesinin usulsüz olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalının sigortalı araçta meydana gelen rizikonun poliçe öncesinde gerçekleşmiş olduğu ve davacının iyi niyet kurallarına aykırı hareket ettiği iddiasını somut deliller ile kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 30.636,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, makine kırılma sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen hasarın ve tespit giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, iş makinesini 09.12.2010 tarihinde davalıya sigortalattığını, sigortalı makinenin 16.12.2010 tarihinde arızalandığını, bunun üzerine ... İlçesinde servis olmadığı için ... İlindeki servise haber verildiğini, servisin iş makinesinin motorunu sökerek servise aldığını, motorun hala serviste olduğunu belirtmiştir. Davacı tanığı ..., kendisinin 2010 Kasım ayında şantiyede işe başladığını, 2010 yılı Aralık ayı ortalarında davacının ..."a geldiğini, 10-15 gün kadar çalıştıktan sonra aracın arızalandığını, arızadan sonra birkaç gün şantiyede beklediğini; davacı tanığı ... ise davacının 2010 yılı Aralık ayında şantiyeye geldiğini, davacının iş makinesinde arızanın meydana geldiğini, arıza sonrası aracın 10 gün kadar arıza yaptığı yerde beklediğini beyan etmiştir. Dolayısıyla davacı iddiası ile tanık beyanları arasında olay yeri ve zamanı bakımından çelişki bulunmakta olup, bu çelişki giderilmeksizin davacı iddiasına ne sebeple üstünlük tanındığı da açıklanmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla mahkemece, davacıya iddiası detayları ile açıklattırılmak suretiyle dosyadaki tüm delillerinin bu çerçevede değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Öte yandan, HMK"nın 26. maddesi uyarınca, hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına karar veremez. Dava dilekçesinde sigortalı makinada meydana gelen hasar bedeli ve delil tespit masraflarından oluşan toplam 30.734,00 TL"nin tahsili istenmiştir. Delil tespit masraflarının yuvarlatılmış rakamla 279,00 TL tutarında olduğu anlaşılmakla, davacının hasar bedeli olarak 30.455,00 TL"nin tahsilini talep ettiği açıktır. Ancak mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu çerçevesinde hasar bedeli olarak 30.636,00 TL"ye hükmedilmiş ve bu suretle talebin aşılmış olması yasaya açıkça aykırı olup kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.