Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3741
Karar No: 2018/9499
Karar Tarihi: 24.04.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/3741 Esas 2018/9499 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2018/3741 E.  ,  2018/9499 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili müvekkilinin yapılan ihaleler kapsamında, taşeron firmalar bünyesinde, 2000 yılı Ocak ayından itibaren ...Üniversitesi Kültür Merkezinde temizlik işlerinde ve sonrasında idari sekreter olarak çalıştığını, 2013 yılı Nisan ayından itibaren afiliasyon kapsamında Sağlık Bakanlığına bağlı ... Fizik Tedavi Eğitim Araştırma Hastanesinde aynı sıfatla çalışmaya devam ettiğini, iş akdinin hiçbir neden gösterilmeksizin 08/08/2016 tarihinde feshedildiğini, bölümde çalışan diğer doktorlardan Doç, Dr. ..."nın izinde olduğu sürede 20/07/2016 tarihinde sekreter olan davacı müvekkile mesaj atarak işyerinde bulunan odasının anahtarlarının bölüm doktorlarından olan Doç. Dr...."da olduğunu, bir kısım özel eşyaları bulunduğunu, bayan olarak onları toplamasını ve Doç. Dr.... ile evlerine bırakılmasını istediğini, bunun üzerine davacı müvekkil Doç. Dr...."dan anahtarları alarak odasında olan özel eşyaları toplayarak poşetlediğini ve odada bıraktığını, ertesi gün öğlen yemek arasında Doç. Dr...."la birlikte taşıdığını, hatta davacı müvekkilin eşya taşıdığını gören birimde çalışan ..."ın yardımcı olmak adına bir kutuyu taşıdığını, davacının Doç. Dr...."la birlikte eşyaları Doç. Dr. ..."nın evine bıraktıklarını, ertesi gün ..."nın 15 Temmuz Darbe girişimi kapsamında açığa alındığını, işyerine gelen ve bu durumu öğrenen davacının dünkü olayı hemen amirlerine bildirerek gerekli bilgilendirmeyi yaptığını ileri sürerek feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlara hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... vekili, davacının kendi çalışanları olmadığını, diğer davalı şirketten yardımcı hizmet satın alımı sözleşmesi yaptıklarını, davacının beyanlarının gerçekle bir bağı bulunmadığını, Doç.Dr. ..."nın 20.07.2016 tarihinde açığa alındığını, sonrasında da görevinden ihraç edildiğini, davacının iş sözleşmesinin davalı Prizma Sosyal Hizmetler Ltd Şti. tarafından yasaya uygun olarak feshedildiğini davanın reddini istemiştir.
    Diğer davalı, Prizma Sosyal Hizmetler İnş. Bilg. Taşımacılık ve Danışmanlık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. vekili; müvekkili şirket aleyhine açılan davanın hukuk ve yasalara aykırı olduğunu, darbe girişimi gibi hassas bir konuda, idareden habersiz, darbe yapan örgütün üyesi olduğuna dair şüpheli sıfatı taşıyan birisinin eşyalarını daireden çıkarmak için yapılacak işlemin iş akdinin feshi seçeneğinden başka bir seçenek olmadığından davacı ile birlikte aynı fiili yapan ..."ın da iş akitlerinin fesih edildiğini, bu eylemin yapıldığının davacı tarafından kabul edildiğini, fakat farklı saik ile yaptığını savunduğunu, davalı idare ile müvekkil şirket arasında ilişkinin iş sözleşmelerinde tasarrufun asıl işveren olan davalı idareye ait olduğunu, müvekkil şirketin sadece idarenin belirlemiş olduğu hak edişleri işçilere ödemekte olduğunu, alt işveren gibi görünen müvekkilin işçileri üzerinde yönetim hakkı olmadığını, alt işverenlik ilişkisi kurulmadığından müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, dava konusu olayda, hastanede işçilere emir ve talimat verme yetkisine sahip Doç. Dr. ..."nın odasındaki eşyaları toplamak ve bu eşyaları evine götürmek üzere davacıya talimat verdiği, davacının amiri konumunda olan doktor tarafından verilen bu talimatı sorgulama hak ve yetkisi bulunmadığının tüm çalışan beyanları ile doğrulandığı ayrıca olayın meydana geldiği 20.07.2016 tarihinde Doç.Dr. ... ve Doç. Dr...."ın halen görevlerine devam ettiği haklarında .../... terör örgütüne üye olmaları nedeniyle herhangi bir açığa alma veya ihraç durumunun söz konusu olmadığı, ilgili doktorlarla ilgili görevden uzaklaştırmalarına yönelik ilk idari işlemin 22.07.2016 tarihinde yapıldığı bu nedenle davacının adı geçen doktorların emir ve talimatlarını yerine getirmesinin hayatın olağan akışına uygun bir eylem olduğu, ayrıca olayın gündüz saat 12:00 sularında meydana geldiği güvenlik görevlilerinin olayı gördüğü çözümlenen kamera kayıtlarından davacının gizli bir iş yapmadığı sadece amiri konumunda bir doktor tarafından verilen talimatı yerine getirmekten ibaret olan eylemin işverenin güvenini sarsacak nitelikte olmadığı gerekçesiyle davacının iş akdinin feshinin geçersizliğine davacının işe iadesine karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraflar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, 20/07/2017 tarihli bu olayla ilgili olarak davacının savunmasının alındığı ve 28/07/2016 tarihinde yazılı olarak uyarıldığı, eylemin disiplin cezası ile karşılandığının kabulü ile disiplin cezası uygulandıktan sonra aynı eylemle ilgili olarak aktin feshedilmesinin usulsüz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne dair mahkeme kararının isabetli olduğu, ancak davalılar arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu, muvaazalı olmadığı, davacının kıdemine göre 6 aylık tazminatın yerinde olduğu, tespit hükmünde faize hükmedilemeyeceği, aktin, asıl işverenin olayı bildiren yazısı üzerine davalı şirket tarafından feshedildiği, Mahkemece davacının davalı şirket bünyesinde işe iadesine karar verilmesi gerekirken hükümde bu hususun belirtilmemiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davacının bu yöne dair istinaf isteminin kabulü ve diğer istinaf taleplerinin reddi ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iş sözleşmesinin haklı veya geçerli sebeple feshedilip feshedilmediği noktasındadır.
    4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara ... açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Yargılama sırasında bu sebeplerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık, işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun"un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
    İş ilişkisinde işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine ... açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına ... açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için işçinin uygunluğunu ortadan kaldırdığından, şüphe feshi, işçinin yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir. Şüphe, fesih anında mevcut belirli objektif vakıa ve emarelere dayanmalıdır. İşverenin sırf sübjektif değerlendirmesi yeterli olmayıp, yapılan incelemede işçinin şüphe edilen eylemi işlediğinin büyük bir ihtimal dahilinde olduğu sonucunun ortaya çıkması gerekir.
    Dosya içeriğine göre davacının veri giriş elemanı olarak davalı işyerinde çalıştığı, 15 Temmuz hain darbe girişimi öncesi yıllık izne ayrılan ve darbe girişimi sonrası Başbakanlık emri ile yıllık izinlerin iptali sonrası görevine başlamayan Doç.Dr. ..."nın davacının telefonuna attığı mesaj (odasındaki eşyaların anahtarının kendisinde bulunduğu Doç. Dr...."dan alınarak toplanması ve evine bırakılmasına dair) ile anahtarı Doç Dr...."dan alarak idarenin bilgisi dışında, kilitli bulunan Dr. ..."ya dair odaya girerek kapıyı içerden kilitlediği, eşyaları topladığı, kapının kilitli olduğunun ilaç mümessilinin davacı içerde iken kapıyı tıklatıp kolunu çevirmesine rağmen kapının açılmadığı ve bir süre bekleyip gitmesinden anlaşıldığı, eşyalar toplandıktan sonra ertesi gün öğle arası Dr...."ın arabasına taşındığı ve ..."nın evine bırakıldığı, bir battal boy plastik poşet ve bir koli şeklinde kamera kayıtlarından dışarıya çıkarılan eşyanın olduğu, ertesi gün Doç. Dr. ... ve Doç. Dr...."ın açığa alındıklarının ve sonrasında ihraç edildiklerinin kayıtlarla sabit olduğu, İlk Derece Mahkemesince davacının amiri konumunda bulunan doktorun talimatını yerine getirdiği gerekçesiyle işe iadesine karar verilmiş ise de, talimatın iş ile ilgili bir talimat olmadığının açık olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince ihtar verildiği şeklinde ifade edilen belgenin gerçekte savunma talep yazısından ibaret olup davacının bu yazıya istinaden idareye savunma verdiği anlaşılmaktadır. Davacının izin iptali sonrasında görevine başlamayan doktorun mesajı ile idarenin izni ve bilgisi dışında kilitli bulunan odasını açarak poşet ve koli şeklinde malzeme çıkardığının sabit olduğu ve doktorun da izin sonrası görevine başlamadığından zaten şüpheli sayıldığı ve ertesi gün açığa alındığı olayda, davalı işyerinin de kamu kurumuna bağlı işyeri olduğu dikkate alındığında, davacının davranışının işyerinde olumsuzluklara ... açtığı sabittir. İş ilişkinin işveren açısından devam ettirilmesi beklenemez. İşçiye güven sarsılmıştır. Bu nedenle davalı vekillerinin temyiz talepleri kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, davacının iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğinin kabulü ile, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    Hüküm: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
    1-Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2- Davanın REDDİNE,
    3- Alınması gereken 35,90 TL karar ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6,70 karar ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
    4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalılardan ..."nun yaptığı 184,80 TL ve Prizma Ltd. Şti."nin yaptığı 68,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
    5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
    6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalılara iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24/04/2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi