19. Hukuk Dairesi 2015/11621 E. , 2016/5889 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak-birleşen alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabul, kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı birleşen davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin ortakları ile davalı arasında sıhri hısımlık bulunduğunu, akrabalığın verdiği güvenle müvekkili şirketin davalı ve dava dışı eşi... ile birlikte iş yapmaya karar verdiğini, davalının çift vatandaşlığının bulunması nedeniyle Kazakistan"da işyerinin davalı adına açılarak ticari ilişkinin davalı ile kurulduğunu, yapılan anlaşmaya göre müvekkili şirketin Türkiye"den inşaat malzemesi tedarik ederek Kazakistan"a ihraç edeceğini, davalının malları satacağını, mal bedelleri ve masrafların ödenmesinden sonra elde edilecek karın yarı yarıya paylaşılacağını, anlaşmaya binaen yaklaşık 2.102.134,89 USD bedelli malların Kazakistan"a gönderildiğini, davalının sadece 1.522,077 USD ödeme yaptığını, sırf satılan malların maliyetinden kaynaklı borcunun 500.000 USD nin üstünde olduğunu, kar paylaşımı ile birlikte müvekkilinin alacağının 2.000.000 TL nin üstünde olduğunu belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 200.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davada faizin sehven talep edilmediğini, asıl dava tarihinden birleşen dava tarihine kadar işlemiş faizin 40.000 TL olduğunu belirterek 40.000 TL faize ve asıl davada kabul edilecek miktara birleşen dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ... ile iş yapmaya karar verdiklerini beyan etmesi ve delil olarak sunulan tutanakta müvekkilinin imzasının bulunmaması nedeniyle tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, davanın Kazakistan"da açılması gerektiğini, ortaklık iddiasının doğru olmadığını, gümrük beyannameleri ile gönderilen mallara dayanak faturaların kapalı fatura olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, asıl davada talep edilmeyen faiz talebinin zamanaşımına uğradığını, faturaların kapalı fatura olduğunu, gümrük beyannamelerinin kapatılmış olmasının fatura bedellerinin ödendiğine kanıt olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının adi ortaklık iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, davacının ticari defterlerinde 190.444,11 TL alacaklı göründüğü, davalının davacıya olan borcuna davacının talimatı doğrultusunda 3.kişilere olan borcunu ödeyerek sonlandırdığı yolundaki savunmasını kanıtlayamadığı taleple bağlılık kuralı gereği davacının talebi dikkate alınarak asıl davanın kısmen kabulüne, 190.444,11 TL nin davalıdan tahsiline, birleşen davanın kabulüyle 40.000 TL nin davalıdan tahsiline, asıl davada kabul edilen 190.444,11 TL ye birleşen dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya satılan mallara ilişkin faturalara dayalı alacak ve faiz isteminde bulunmuştur. Davalı ödeme savunmasında bulunarak faturaların kapalı fatura olduğunu ileri sürmüştür. Dosyanın yapılan incelemesinde davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların kapalı fatura olduğu görülmüştür. Kapalı fatura, fatura bedellerinin ödenmiş olduğuna karine teşkil eder. Bu karinenin aksini yani fatura bedellerinin ödenmediğini davacının ispatlaması gerekir. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak inceleme yapılması gerekirken sadece davacı deftelerine göre karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı lehine BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 05/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.