10. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3851 Karar No: 2018/6863 Karar Tarihi: 08.10.2018
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2017/3851 Esas 2018/6863 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması nedeniyle mahkum olduğunu belirtiyor. Sanığın önceki bir suçtan dolayı verilmiş tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, Suçlar Kanunu'nun 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanması şartlarının bulunmadığına karar verilmiştir. Sanık ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulduktan sonra, yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam edilerek hüküm verildi. Bu süreç zamanaşımının durmasına neden olduğu için, infaz aşamasında 5237 sayılı Suçlar Kanunu'nun 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesi uygulanmalıdır. Kararda ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı da gözetilmiştir. Sonuç olarak, sanık müdafiinin temyiz itirazları reddedilerek ve hüküm onanarak karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi, 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası ve 5237 sayılı Suçlar Kanunu'nun 66. maddesinin 1. f
10. Ceza Dairesi 2017/3851 E. , 2018/6863 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : 3. Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus ve denetimli serbestlik tedbiri kararının kesinleşmesini müteakip infazı ile ilgili geçen 1 yıl 19 günlük sürede zamanaşımının durması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ile 67. maddenin 4. fıkrasında öngörülen sürelerin dolmadığı dikkate alınarak yapılan incelemede; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 08.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.