(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2015/8323 E. , 2015/10863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Köyü ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
A-Davacı temyizi yönünden;
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 14/3. maddesi uyarınca kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur.
Her bir davalının hissesine düşen bedel karar tarihi itibariyle 1.820,00 TL sını geçmemektedir.
HUMK.nun 5219 Sayılı Yasa ile değişik 427. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca miktar veya değeri 1.820,00 TL yı geçmeyen kararlar kesin olduğundan miktar yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
B-Davalı temyizi yönünden;
1-Kamulaştırma Yasası"nın 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup, bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşıdığından; bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi olarak değerlendirilerek taşınmazın bedelinin belirlendiği ve üzerinde su kuyusuna da bedel verildiğine göre; taşınmazın bu kuyudan sulanıp sulanmadığı, sulanmıyorsa yakınında bir sulama kaynağı olup olmadığı, var ise sulamanın dava konusu taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir havuzdan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir irtifak hakkı kurulmuş olması gerektiğinden bunun
varlığı ve suyun yeterliliği gibi hususlarda ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılıp belirlenmeli ve pompalama ile sulama varsa buna ilişkin yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmelidir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın niteliği (sulu/kuru) kesin olarak belirlenmeden kuru tarım arazilerindeki münavebe ürünleri ve veri listesi esas alınıp sulu tarım arazilerine uygulanan %5 kapital faiz esas alınarak değerlendirme yapan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
2-Dava konusu taşınmazda paydaş ... Basma ve Boya Sanayii ve A.Ş. davada taraf olmadığı halde onun payını da kapsar şekilde taşınmazın tapu kaydının iptali ile tesciline ve bedeline hükmedilmiş olması,
3-11.10.2011 gün ve 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü"nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun"a eklenen geçici 9. maddenin 3. paragrafında ise DSİ"nin mülkiyetinde iken 5018 sayılı Kanunun geçici 12. maddesi gereğince Hazineye devredilen ve DSİ faaliyetleri için Hazine adına kamulaştırılan taşınmazlardan bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla satışı yapılmamış, başka kurum ve kuruluşlara tahsis edilmemiş ve devredilmemiş olanların mülkiyetinin, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde DSİ adına re"sen tescil edileceği tescil işlemi nedeniyle hiç bir bedel ve harç alınmayacağı hükmünü içerdiğinden, kamulaştırılan taşınmazın davacı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verilmesi gerekirken Hazine adına tesciline hükmedilmesi,
Ayrıca;
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.