Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/20639
Karar No: 2018/2557
Karar Tarihi: 11.04.2018

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/20639 Esas 2018/2557 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, taşınmazın miras yoluyla intikali ve tapu kaydının iptali ile tesciline ilişkindir. Yerel bilirkişilerin beyanları doğrultusunda taşınmazın taksimen davacının babasına kaldığı sabittir, ancak yaşayan bir varis olduğu ve bu varisin malının çocukları tarafından taksimi mümkün bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Bu sebeple davacının aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Dolayısıyla, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda Kanunun 701 ve 702. maddeleri ile 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi de değinilmiştir.
16. Hukuk Dairesi         2015/20639 E.  ,  2018/2557 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacının, dava konusu taşınmazın dedesinden babasına ondan da kendisine intikal ettiğini iddia etmesine rağmen dededen babaya, babadan da davacıya intikal şekli konusunda herhangi bir açıklamada bulunmadığı, dinlenen yerel bilirkişilerin de davacıya intikal şekli konusunda beyanda bulunmadıkları, dededen intikal eden taşınmazın TMK"nın 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açmalarının zorunlu bulunduğu, davacının dava dilekçesine ekli krokide işaretlenen kısmın adına iptal ve tescile karar verilmesini istediği, kural olarak başka mirasçıların bulunması halinde bir davacının terekeye dahil bir taşınmaz için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma aktif sıfat ve hukuki ehliyetinin bulunmadığı, dededen intikal eden taşınmazın paylaşılmadığı saptandığı takdirde terekenin elbirliği hükümlerine tabi olduğu ve alınacak veraset belgesine göre davacı dışında başka mirasçılarının da bulunduğu gözetilerek davacının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti olmadığı göz önünde tutularak davanın reddine karar verilmesinin düşünülmesi gerektiği; şayet dededen kalan taşınmazlar tüm mirasçılarının katılımıyla yapılan paylaşım sonucu davacının babasına ve onunda terekesinin paylaşımı ile satış ya da bağışla davacıya intikal etmiş ise, davanın bulunduğu bu haliyle yürütülerek mahallinde yeniden keşif yapılması; yapılacak keşifte teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla komşu kayıt ve belgelerin zemine uygulanması, dava konusu taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, dava konusu yerin imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, zilyetliğin başlangıç ve sürecinin yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, davacının dedesinden babasına ve babasından da davacıya ne şekilde intikal ettiği, her ikisine ait terekenin tüm mirasçılarının katılımı ile yöntemine uygun bir biçimde paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise dava konusu yerin davacıya düşüp düşmediği hususlarının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde yerel bilirkişi ve tanıklara sorular yöneltilmek suretiyle tespit edilmesi, paylaşım tarihi gözetilerek bu tarihten itibaren davacının bağımsız 20 yıllık zilyetliğinin dolmamış olması halinde, 3402 sayılı ... Kanunu"nun 14. maddesi uyarınca muris ve tüm mirasçılar bakımından miktar araştırılmasının yapılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gereğine" değinilmiştir. Bozma sonrası davacının ölmesi üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 118 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan 27.01.2015 tarihli ek fen bilirkişi raporunda (A), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerin ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda belirtilen temyize konu bölümlerinde davacı yararına mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde karar verilmişse de, varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Davacı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin dedesinden babasına ondan da kendisine intikalen geldiğini ve zilyetlikle edinme koşullarının lehine oluştuğunu ileri sürerek taşınmaz bölümlerinin adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacı ..."in dedesine ait iken taksimen babası ..."ya kaldığını, davacının da kardeşleriyle aralarında yaptıkları taksim sonucu taşınmaz bölümlerinin davacıya isabet ettiğini beyan etmişlerdir. Şu halde; taşınmaz bölümlerinin taksimen davacının babası ..."ya kaldığı sabittir. Ne var ki; dosyada bulunan veraset ilamına göre baba ... hayatta olup, sağ kişiye ait bir malın çocukları tarafından taksimi mümkün bulunmadığına ve davacı tarafça da çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin babasından kendisine hibe ya da satın alma yoluyla kaldığı iddia ve ispat edilemediğine göre bu durumda davacının aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Taraf ehliyeti dava koşullarından olup, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi