3. Hukuk Dairesi 2016/18930 E. , 2018/5740 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; park alanına ilişkin olarak davalı kurum tarafından 18/04/2015 tarihli 52.754,30 TL meblağlı hukuka aykırı fatura düzenlendiğini, halkın ücretsiz kullanımına açık ve ticari faaliyette bulunmayan kamuya ait parkın aydınlatmasının genel aydınlatma kapsamında kalması gerektiğini, ticari reklam, ilan ve benzeri amaçlarla yapılan aydınlatmalar bu kapsamda olmazsa bile miktarın fahiş olduğunu belirterek davanın kabulü ile 52.754,30 TL bedelli faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitini, %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı; davacı ile abonelik sözleşmesinin ve davaya konu faturanın ...Elektrik Perakende Satış A.Ş tarafından düzenlendiğini, bu sebeple husumet itirazlarının bulunduğunu, halka açık park bahçe gibi yerlerin genel aydınlatma kapsamında değerlendirileceğini ancak, ticari reklam ilan ve benzeri amaçlı panoların aydınlatmaları ile dekoratif aydınlatmalar için harcanan enerjinin genel aydınlatma kapsamına girmediğini, düzenlenen faturanın usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; 6446 sayılı EPDK Kanunu uyarınca dağıtım faaliyetleri ile perakende satış faaliyetlerinin farklı şirketler tarafından yürütülmesi gerektiği, ... Elektrik Perakende Satış A.Ş"nin perakende satış faaliyetlerini yürütmek üzere kurulduğu, davalı şirket ile ... Elektrik Perakende Satış A.Ş arasındaki görev dağılımının kendi iş bünyelerine ilişkin olmadığı, kanundan kaynaklı farklı tüzel kişiliğe ve faaliyet konusuna sahip oldukları, davanın abonelik sözlemesinin tarafı ve davaya konu faturayı düzenleyen ... Elektrik Perakende Satış A.Ş"ye yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, faturadan kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında "hak ilişkisine dayalı bağ" dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir. Uygulamada sıfat yerine genel olarak "husumet", davacı bakımından "aktif husumet ehliyeti", davalı bakımından "pasif husumet ehliyeti" tabirleri kullanılmaktadır.HMK"nın 124 maddesinde “ Bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür, ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu maddenin gerekçesinde de vurgulandığı üzere, taraf değişikliğini mutlak olarak davalının rızasına bağlamak yargılama ilişkisini katı bir forma bağlayacaktır ki, bu da yargılamaya hakim olan ilkelerden “usul ekonomisi ilkesi” (HMK m. 30) ile bağdaşmaz. Temsilcide yanılma halinde, gerçek temsilci belirlenip, dava dilekçesi tebliğ edilerek, yargılamaya devam edilmesi zorunludur. Buna göre verilecek ara kararla, davanın doğru hasma yöneltilmesi için davacıya imkan sağlanması gerekir. Somut olayda, davalı ... ile dava dışı ...arasındaki ilişkinin davacı tarafından bilinmesinin beklenemeyeceği, bu halde davalı ve dava dışı ... arasındaki ilişkinin niteliği gözetilerek, davanın ..."a yöneltilmesinin hasımda değil hasmın belirlenmesinde (temsilcide) yanılgı olduğu benimsenmelidir.Bu halde mahkemece; hata sonucu ..."a husumet yöneltilerek açılan davada, gerçek taraf durumundaki ..."a davanın yöneltilmesinin sağlanması ile dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir tebliğ yapılarak, savunma hakkının tanınması, hasıl olacak sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.