2. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6440 Karar No: 2017/11800
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/6440 Esas 2017/11800 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2016/6440 E. , 2017/11800 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Mahkemece; "" davacı erkeğin eşini hastalanması nedeniyle bakıma muhtaç bulunduğu dönemde bırakarak ilgilenmediği, davalı kadının ise; kendi ailesinin yanına gittiği, bu nedenle tarafların evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getiremediği” gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilmiştir. Oysa dosya kapsamına göre, davalı kadının tedavi amaçlı olarak ailesinin yanına gittiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine göre boşanmaya karar vermek için davalının az da olsa kusurlu bulunması zorunludur. Oysa toplanan delillerden davalı kadının kusuru kanıtlanamamıştır. Davacı erkek eşinin hastalanması nedeniyle bakıma muhtaç bulunduğu dönemde bırakarak ilgilenmemesi nedeniyle tam kusurludur. Bir kimse sırf kendi kusuruna dayanarak boşanma hükmü elde edemez. Bu itibarla, davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md. 186/1), geçimine (TMK md. 185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223. 242. 244. 262. 263, 264, 267. 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 85/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece tedbir nafakası hakkında bir karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalının ziynet eşyalarına yönelik harcı yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış bir davası veya karşı davası bulunmamaktadır. O halde, davalının ziynet alacağına yönelik talebi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurmak gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.), (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.10.2017 (Pzt.)