19. Hukuk Dairesi 2015/15718 E. , 2016/5718 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 15/07/2006 başlangıç tarihli direkt satış noktası sözleşmesi yapıldığını, daha sonra Rekabet Kurulu kararları gereğince sözleşmenin revize edildiğini, ürünlerin etkin bir şekilde pazarlamasını sağlamak için davalıya 17.700-TL pazarlama faaliyetlerine katılım payı bedeli ödendiğini, sözleşmenin herhangi bir nedenle süresinden önce sona ermesi halinde bu meblağın tamamının müvekkili şirkete derhal iade edileceğinin düzenlendiğini, davalının sözleşmeye uymadığını, ürünleri düzenli ve sürekli olarak satın almadığını, ürün alım taahhüdünü doldurmadığını, bu nedenle müvekkilince 07.04.2011"de sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin 8. maddesi gereğince cezai şart talep haklarının da doğduğunu, ayrıca davalıya verilmiş olan iskontolu ürünler olduğunu belirterek, şimdilik 17.700-TL"nin 5.000-TL"sinin, 20.000-USD cezai şartın 5.000-USD"sinin ve iskontolu olarak verilen ürünlerin bedeli olan 2.719,08-TL"nin temerrüt tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 15/07/2006 tarihli sözleşmenin süreli olup, 14/07/2009"da kendiliğinden sona erdiğini, 09/06/2008 tarihli sözleşmeyi kabul etmediklerini, zira bu sözleşmede davacının imzasının ve kaşesinin bulunmadığını, davacının taleplerinin sözleşmenin sürenin dolması ile sona ermesi halinde istenemeyeceğinin sözleşmede açık olduğunu, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, sözleşmede belli bir ürün satma taahhüdü olmayıp sadece hedef olarak belirtildiğini, halihazırda da davacının ürünlerini sattıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflarca 15/07/2006 tarihli sözleşmenin imzalanmış olup, 3 yıl süreli olduğu, daha sonra 09/06/2008 tarihli direkt satış noktası sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmenin öncekinin devamı olduğu, ancak içeriğinde şirketin imzaya yetkili kişilerince imzalanmış olmadıkça sözleşmenin geçerlilik kazanmayacağının belirtildiği, 09/06/2008 tarihli bu sözleşmenin davacı şirket yetkililerince imzalanmamış olduğu, şirketin kaşesinin de bulunmadığı, dolayısıyla yürürlük kazanmadığı, bu kapsamda 15/07/2006 tarihli sözleşmenin 09/06/2008 tarihli sözleşme ile ortadan kaldırılmamış olup, bu ilk sözleşmenin 3 yıllık süre sonu olan 15/07/2009"da sona erdiği, sözleşme süresinden önce herhangi bir şekilde sona ermediğinden genel hükümler 8. maddesi ile özel hükümler 1. ve 2. maddeleri gereğince davacının herhangi bir talep hakkının doğmadığı, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra davacıdan ürün satın almış olmasının geçerlilik kazanmayan 09/06/2008 tarihli sözleşmeyi aktif hale getirmeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile aralarında 15/07/2006 tarihli direkt satış sözleşmesi düzenlendiğini, daha sonra Rekabet Kurulu kararlarına uygun hale getirilmek amacıyla 09/06/2008"de yeni bir revize sözleşmesinin düzenlendiğini, davalının sözleşmeye aykırılığı nedeniyle bu sözleşmenin 07/04/2011"de haklı nedenle feshedildiğini belirterek, davalıya ödenen katılım payı, iskonto bedeli ve cezai şartın davalıdan tahsilini istemiştir. 09/06/2008 tarihli sözleşmenin 1. maddesinde 15/07/2006 tarihli sözleşmeye atıf yapıldığı ve bu sözleşmenin yenilenmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Sonradan düzenlenen 09/06/2008 tarihli sözleşmede her ne kadar davalı imzası bulunup, davacı imzası yok ise de, bu sözleşmenin dava dilekçesiyle davacı tarafından sunulduğu ve imza eksikliğinin her aşamada tamamlanması imkanının olduğu, ilk sözleşmenin süre bitiminden sonra da ikinci sözleşmeye istinaden taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettirildiği, bu nedenlerle sözleşmenin ifa edilmesinden sonra imza eksikliğinin ileri sürülmesi iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığından, 09/06/2008 tarihli sözleşmenin geçerli kabul edilerek, işin esasına girilip, tarafların iddia ve savunmaları da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05/04/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun yazılı gerekçeye dayalı bozma kararına muhalifim.05.04.2016