Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/6437 Esas 2017/11798 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6437
Karar No: 2017/11798

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/6437 Esas 2017/11798 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2016/6437 E.  ,  2017/11798 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihî ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi, tedbir nafakasının kaldırılması, yoksulluk nafakası talebinin reddi, çocuklar lehine hükmolunan tedbir ve iştirak nafakası miktarı ve maddi tazminat miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1- Mahkemece; davalı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, davacı kadının da eşine hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, davalı erkeğin tam kusurlu kabul edilmesi doğru değilse de, boşanma kararı sonuç itibariyle doğru olup, kararın kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiş ( HUMK m. 438/son) ve davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere erkeğin, kadına oranla ağır kusurlu bulunduğu ve bu vakıaların kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı kadın yararına TMK m. 174/2. maddesi koşulları oluşmuştur. Kusurun ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, bu talebin reddi doğru olmamıştır.
    3- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen
    maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
    4- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velayeti anneye verilen müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcını yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.10.2017 (Pzt.)


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.