MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, belediyeye ait bir kısım taşınmazların ihale yolu ile satışına yönelik işlemlerde usulsüzlük yapıldığı gerekçesi suretiyle başlatılan soruşturma kapsamında, sanık ..."in tanık olarak ifadesine başvurulduğu, emlakçı olan sanığın bilirkişi sıfatıyla taşınmazların birim m² fiyatına ilişkin görüş bildirdiği belge üzerinde yapılan tahrifatların kendisi tarafından yapılmadığını beyan etmesi üzerine, Belediye Başkanı olan temyiz dışı sanık ... tarafından belediyeye çağrılıp tanık olarak vermiş olduğu ifadesi nedeni ile sanık ..."e baskı kurulmak suretiyle temyiz dışı diğer belediye görevlisi sanık ... tarafından matbu olarak hazırlanmış, belge üzerinde tahrifatın kendisi tarafından yapıldığına dair suça konu içeriği itibariyle sahte olan dilekçenin imzalattırıldığı ve suça konu özel belge mahiyetinde olan dilekçenin diğer sanıklar tarafından soruşturma aşamasında savunma amacıyla emniyet görevlilerine ibraz edildiğinin anlaşılması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.10.1990 gün, 211-220 sayılı kararında açıklandığı üzere, özel belgede sahtecilik suçunun oluşması için o belgenin doğrudan hukuki sonuç doğurucu nitelikte olması gerektiği, somut olayda soruşturma makamlarınca savunma dayanağı olarak ibraz edilen suça konu dilekçe içeriğinin gerçeğe uygunluğunun araştırıldığı, belgenin verilmesiyle hemen hukuki sonuç doğurmadığı, saptanan bu uygulamaya göre tanzim ve tevdii ile hukuki sonuç doğurması imkansız olan belgeye dayanarak mahkumiyet kararı verilmesinin mümkün olmadığı gibi, tüm dosya kapsamı ile olayların akışına uygun savunmaya göre de, belediye görevlileri olan temyiz dışı bir kısım sanıkların aleyhlerinde yürütülen soruşturmanın seyrini değiştirmek amacıyla sanık ..."e baskı kurmak suretiyle suça konu dilekçenin imzalamasını sağlamaları şeklinde gerçekleşen eylemde, sanığın baskı altında adına düzenlenen dilekçeyi imzalamasında sahtecilik kastı ile hareket ettiğinin de kabulünün mümkün olmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.