Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11689
Karar No: 2017/4287

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/11689 Esas 2017/4287 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/11689 E.  ,  2017/4287 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında ....Kuyu köyü 645 parsel sayılı 6848 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Eylül 1961 tarih 177 nolu toprak tevzi yoluyla oluşturulan 6000 m2 yüzölçümlü tapu kaydı revizyon gösterilerek ... adına tesbit edilmiş ve tutanağın beyanlar hanesine 1964 yılında haricen ..."e sattığı ancak, 4753 sayılı Kanunun 56 ve 57. maddeleri gereğince satışın geçersiz olduğu belirtilerek ...."in şagil olduğu beyanlar hanesinde gösterilerek kayıt maliki ... adına 31/01/1983 tarihinde tespiti yapılmış, daha sonra Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 06/09/1996 tarihli genelgesinden söz edilerek iki teknisyen imzası ile tespit tutanağı iptal edilmiş ve arka sayfadaki ilan tarihleri de silinmiştir.
    05/12/1996 tarihinde yeniden düzenlenen 645 sayılı parselin tespit tutanağının edinme sütununa "Bu parselin tespiti 31/01/1983 tarihinde yapılmışsa da tutanak bilirkişilerinin tutanağı imzalamadıklarından tespitin tamamlanmadığı Eylül 1961 tarih 177 sayılı tapu maliki ..."nin Mayıs 1996 tarih 1 numaralı tapu ile ..."e sattığı, ancak parselin tamamının kesinleşen orman sınırı haritasının içinde kaldığı ve bu gibi yerlerin zilyetlikle de kazanılamayacağı" belirtilerek ... adına tespiti yapılmış ve 18/12/1996 ve 16/01/1997 tarihleri arasında askı ilanına çıkartılarak, 31/01/1983 tarihinde düzenlenen tespit tutanağındaki önceki tespit maliki iptal edilerek ... olarak değiştirilmiş ve askı ilan tarihleri de silinerek yeni düzenlenen tutanağın askı ilan tarihleri yazılmıştır.
    Davacı ... 15/01/1997 tarihli dilekçe ile; 645 sayılı parselin tespit krokisi ile zemininde kullanılan yerin uyumlu olmadığını belirterek parselin sınırlarının ve krokisinin düzeltilerek adına tesciline karar verilmesi istemiyle Hazine aleyhine dava açmıştır.
    Orman Yönetimi 24/06/1998 tarihli dilekçe ile; 645 sayılı parselin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığını ileri sürerek davaya katılmıştır.
    Kadastro Mahkemesince; dava konusu edilen yerin büyük kesiminin kadastro dışı yerde kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
    Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilen yargılama sırasında davacı asil ve vekili 14.11.2005 yazım ve havale tarihli dilekçe ile; ziraat ve fen bilirkişi tarafından ortak düzenlenen 10.03.2005 tarihli rapor ekindeki krokide (A) ve (B) harfleri ile işaretlenen yerlerin ... ve ... tarafından kullanıldığını belirterek anılan taşınmazların 645 parsel numarasıyla ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Asliye hukuk mahkemesince; 645 parselin (C) harfi ile işaretlenen kesiminin dava edilmediği, (B) harfi ile işaretlenen bölümünün üç tarafının ormanla çevrili olduğu, tarım arazisi olarak kabulünün mümkün olmadığı, kadastro dışı bırakılan (A) harfi ile işaretlenen yerinde ormanlık alan içinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 25.12.2006 gün 2006/16543 E - 2006/18103 K sayılı ilamıyla (A) harfi ile işaretlenen kesim yönünden onanmış, 645 parsel yönünden bozulmuştur.


    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “Çekişmeli 645 sayılı parselin tespit tutanağının 31/01/1983 tarihinde Hazine adına düzenlendiği, daha sonra iki teknisyen imzası ile "muhtar ve tutanak bilirkişilerinin tutanağı imzalamadıkları" belirtilerek tutanak iptal edilip, 05/12/1996 tarihinde yeniden tutanak düzenlenmiş ise de 31/01/1983 tarihinde düzenlenen tutanağın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu sebeple 31.01.1983 tarihli tutanak daha önce askı ilanına çıkartılmışsa, kadastro teknisyenlerinin tutanağı iptal etmelerinin yasal dayanağı bulunmadığından, ....Kuyu köyünde 1983 yılında yapılan kadastro sırasında tespit tutanakları düzenlenen 640, 641, 642, 643, 644, 645, 646, 647, 648, 649 ve 650 sayılı parsellerin askı ilanına hangi tarihte çıkartıldıkları Kadastro Müdürlüğünden sorularak, bu parsellere ait askı ilan cetvelinin fotokopi örneği, Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek ilan tarihleri incelendikten sonra dava 30 günlük askı ilanı süresi içinde açılmışsa, davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olacağı düşünülerek görevsizlik kararı verilmesi, dava 1983 yılında düzenlenen tespit tutanağının 30 günlük askı ilanının bitiminden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmışsa, 1983 yılında düzenlenen ve kesinleşen tesbit tutanağı gibi ... adına tescil işleminin yapılması için tutanak ve eklerinin Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilerek 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi, dava tespit tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık süre içinde açılmışsa, 1983 yılında düzenlenen tutanak örneği dosya içinde bırakılarak kesinleşen tespit tutanağı gibi ... adına tescil edilmesi için tutanak ve eklerinin Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilip oluşturulacak tapu kaydı getirtilip ..."de davaya dahil edilip taraf oluşturulduktan sonra, 645 sayılı parsel hakkındaki davaya tapu iptali ve tescil davası olarak devam edilerek 640 ile 645 sayılı parsellerin içinde bulunduğu kadastro paftasının örneği ve bu parsellerin tespit tutanakları ile varsa revizyon tapu ve vergi kayıtları ve toprak tevzi harita örneği, memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılması, tapu kaydının 3402 sayılı Kanunun 20/A - C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamının belirlenmesi, asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığının kabul edilmesi, tevzi haritası ve krokisi sabit nirengi noktaları esas alınarak kadastro paftası üzerine aplike edilerek tevzi haritasına göre tapuya kapsam belirlenmesi, dava edilen taşınmazın orman sayılan ve orman sayılmayan bölümleri ile dava konusu edilmediği bildirilen (C) harfi ile işaretli 4628 m2"lik bölüm hakkındaki beyanlar gözönünde bulundurularak bir karar verilmesi, çekişmeli 645 sayılı parselin 1983 yılında düzenlenen tespit tutanağının 18/12/1996 tarihinden önce askıya çıkartılmadığının anlaşılması halinde, 1983 tarihli tutanağın iptal edilip 05/12/1996 tarihinde yeniden düzenlenmesi ve 18/12/1996 - 16/01/1997 tarihleri arasında askıya çıkartılmış olmasının yasal olduğu ve davanın 15/01/1997 tarihinde askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde açıldığı, bu durumda davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olacağı ve kadastro mahkemesinin 645 sayılı parsel hakkında daha önce toplanan deliller ile tarafların göstereceği deliller toplanıp, yöntemine uygun orman araştırması ve tapu uygulaması yapılıp sonucuna göre 645 sayılı parsel hakkında sicil oluşturulması...” gerektiği belirtilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, 645 parselin ve komşu parsellerin askı ilanlarının aynı tarihte yapıldığı, davanın askı süresi içinde açıldığı, davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
    Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 645 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritasının dışında kaldığı, en eski tarihli memleket haritasında üzerinde ibreli ağaç işareti bulunan orman içi boşluk olarak gözüktüğü, dört tarafının orman olduğu, eylemli olarak orman sınırları içinde kaldığı, özel mülkiyete konu olmasının orman bütünlüğünü bozacağı, 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi uyarınca orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine, 645 parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik hükümleri uyarınca yapılıp 19.05.1988 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan üç orman bilirkişi , bir ziraat ve bir fen bilirkişi tarafından ortak düzenlenen raporda; 645 parselin kesinleşen orman tahdit haritasının dışında kaldığı, (B) harfi ile işaretlenen kesiminin %20-25 eğimli olduğu, üzerinde 10-20 yaşlarında zeytin ve muhtelif meyve ağaçları bulunduğu, (C) harfi ile işaretlenen kesiminin ise


    %20-25 eğimli olduğu, üzerinde 5-6 yaşlarında defne ve zeytin fidanlarının, maki bitki örtüsünün ve kızılçam ağaçlarının bulunduğu, 645 parselin 1960 tarihli memleket haritasında ibreli orman ağacı işareti bulunan açık alanda gözüktüğü, tapulama paftasında dört tarafında orman bulunduğu, 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi uyarınca orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmiştir. Nevar ki; kadastro paftasına, orman tahdit haritasına ve memleket haritasına göre 645 parsel sayılı taşınmaz orman içi açıklık niteliğinde değildir. 645 parselin doğu tarafında orman tahdidi dışında kalan gerçek kişiler adlarına tapuda kayıtlı taşınmazlar (644, 643 vb kadastro parselleri) bulunmaktadır. Kaldı ki davacının 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşan 6.000 m2 yüzölçümlü tapu kaydı bulunmaktadır. Anılan tapu kaydı da kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli 645 parsel sayılı taşınmaza revizyon görmüştür. Tapu kaydının kapsamı içinde kalan yerler yönünden 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesinde düzenlenen orman içi açıklıktan söz edilemez. Fen bilirkişi.... tarafından düzenlenen 1/2000 ölçekli krokide davacının dayandığı tapu kaydına ait 300 nolu tevzi krokisinin kapsamı; 645 parselin (B) ve (C) harfleri ile işaretlenen kesimlerinin büyük bölümü ve kadastro dışı bırakılan bir kısım yerler olarak gösterilmiştir. Davacı asil ve vekili birlikte verdikleri 14.11.2015 yazım ve havale tarihli dilekçe ile; 645 parselin ziraat bilirkişi M.Ali Tüfekçi ve fen bilirkişi Cuma Uslu tarafından ortak düzenlenen 10.03.2005 tarihli rapor ve krokide (B) harfi ile işaretlenen 2.420 m2 yüzöçümlü kesimini ve kadastro dışı bırakılan (A) harfi ile işaretlenen 3.680 m2 yüzöçümlü yeri dava ettiklerini belirtmişlerdir. Asliye Hukuk Mahkemesince (A) harfi ile işaretlenen kadastro dışı taşınmaz yönünden verilen ret kararı Dairenin 25.12.2006 gün 2006/16543 E - 2006/18103 K sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmiştir. Bozma öncesi ve sonrası alınan ziraat bilirkişi raporlarında 645 parselin dava edilen (B) harfi ile işaretlenen bölümünde meyve ve zeytin ağaçları olduğu, tarım arazisi niteliğinde bulunduğu açıklanmıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarda 645 parselin (B) harfi ile işaretlenen kesiminin davacı ile önceki tapu maliki tarafından (A) harfi ile işaretlenen kadastro dışı yer ile bir bütün olarak kullanıldığını ifade etmişlerdir. Bu durumda çekişmeli 645 parsel sayılı taşınmazın ziraat bilirkişi M.Ali Tüfekçi ve fen bilirkişi Cuma Uslu tarafından ortak düzenlenen 10.03.2005 tarihli rapor ve krokide (B) harfi ile işaretlenen 2.420 m2 yüzöçümlü kesiminin orman tahdit haritası, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre orman sayılmayan tarım arazisi niteliğinde bulunan yerlerden olduğu, çok büyük bölümünün dayanak tapu kaydına ait tevzi haritasının kapsamı içinde kaldığı, tapu kapsamı dışında kalan kesim yönündende davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesinde düzenlenen orman içi açıklık niteliğindeki yerlerden olmadığı anlaşıldığına göre 645 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile işaretlenen 2.420 m2 yüzöçümlü kesiminin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11.05.2017 günü oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi