15. Hukuk Dairesi 2020/548 E. , 2020/834 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili müvekkilinin, davalı arsa sahiplerine ait...Mahallesi 216 ada, 13 pafta, 39 parsel sayılı taşınmazda A blok 7 numaralı daireyi haricen düzenlenen sözleşme ile yükleniciden satın aldığını, inşaatın bitimi ile 1985 yılı Haziran ayında dairenin fiilen teslim edildiğini, müvekkilinin muhtelif kişilere kiraya vererek malik sıfatı ile davalıların da bilgisi dahilinde kullandığını, dava konusu 7 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptâli ile davacı adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Arsa sahibi davalılar ile davalı yüklenici vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce 18.10.2011 tarih, 2005/190 Esas, 2011/476 Karar sayılı hüküm ile konut alım satımına ilişkin sözleşme ilişkisi nedeniyle davaya Tüketici Mahkemesince bakılması gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
... 1. Tüketici Mahkemesi"nce 10.03.2016 tarih, 2015/1413 Esas, 2016/325 Karar sayılı hüküm ile taşınmazın değerlendirilmesi ve ticari amaçla hareket edildiğinden davacının Tüketici Kanununun tanımladığı şekliyle tüketici olmadığı, davanın diğer taraflarının da tüketici sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı
açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde; "Bu kanunun 1. Maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Konut satış sözleşmeleriyle birlikte, devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır.
Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Kapsam” kenar başlıklı 2. maddesinde, “(1) Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.”, “Tanımlar” kenar başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının; (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Anılan Kanun"un 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilâflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir, şeklinde düzenlemeler bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı, davalılardan yüklenici ... ile yaptığı 06.08.1985 tarihli harici satım sözleşmesi gereğince satın aldığı dairenin tapusunun devrini, olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Dava konusu 7 No"lu bağımsız bölüm tapuda mesken niteliği ile kayıtlıdır. Davacının daireyi muhtelif kişilere kiralamış olması ticari amaçla hareket ettiğini göstermez. Davacı, temlik alan sıfatı ile yüklenicinin halefi durumundadır.
Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması ve resen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, davaya bakmakla Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, işin esasına girilip gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 6502 sayılı Kanun"un 73. maddesi gereğince tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 02.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.