Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/159 Esas 2019/1409 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/159
Karar No: 2019/1409
Karar Tarihi: 06.03.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/159 Esas 2019/1409 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalıyla yaptığı bir satım sözleşmesine göre belirli bir bedel karşılığında taşınmazları satın almış, ancak davalının sözleşme şartlarını yerine getirmediğini iddia ederek ödenen bedelin iadesini talep etmiştir. Mahkeme, taraflar arasındaki protokole göre davacının ödediği parayı geri alabileceğine karar vererek davanın kısmen kabulüne hükmetmiştir. Ancak davalının avukatı bu karara temyiz etmiştir.
Yüksek Mahkeme, satım sözleşmesinin geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmiş olması gerektiğine dikkat çekerek, dava konusu sözleşmenin geçersiz olduğu kararını vermiştir. Ayrıca mahkeme, davacının yaptığı ödemeleri yazılı delille ispatlamasının gerektiğini vurgulamış ve dava konusu olmayan ödemelerle ilgili de karar verilemeyeceğini belirtmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2017/159 E.  ,  2019/1409 K.

    "İçtihat Metni"

    19. HUKUK DAİRESİ
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, taraflar arasında 7 parsel taşınmaz satım sözleşmesi yapıldığını, davacının alıcı olup üzerine düşen edimi yerine getirmesine rağmen davalının temlik borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek, davacının ödediği bedelin yasal faiziyle birlikte iadesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı taraf, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davacının davalıya şirket hisselerinin bedeli için 100.000 TL, 7 parsel taşınmaz için 300.000 TL ödemesi gerektiğini, ödemenin şirket ve davalı borçlarının üstlenilmesi şeklinde yapılacağının kararlaştırıldığını, davacının protokole göre yüklendiği borçlarında zamanında ödemediğini veya eksik ödediğini, ayrıca davacının yaptığı ödemelerin 100.000 TL yi geçmediğini, dava konusu taşınmazların devri için yapması gereken herhangi bir ödeme yapmadığını, kendisinin taşınmazları temlik borcunun doğmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen protokole göre tarafların şirket hissesi ve 7 parsel taşınmazın toplam 400.000 TL karşılığı devri borcunun düzenlendiği, protokolün 2. maddesine göre taşınmazlar üzerindeki petrol istasyonundaki şirket hisselerinin davalı tarafından devredildiği, 4. maddedeki düzenlemeye göre davacının 7 parsel taşınmazın devri için üzerine düşen 300.000 TL’ye yönelik ödeme yapmadığı ancak sözleşme sonrasında davalının devrettiği şirketin EPDK‘ya 120.000 TL borcunun olduğunun davacı tarafından öğrenildiği, bu durumu davacı sözleşme sırasında bilseydi sözleşmeyi yapmayacağı, buna göre davalının sözleşme öncesi sorumluluğunun bulunduğu, davacının tüm protokole göre yaptığı ödemelerin davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 105.158,77 TL’nin davacıya faiziyle birlikte iadesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, taraflar arasında düzenlenen 15.12.2008 tarihli protokol başlıklı sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen satışa konu işyeri ve arsa vasfındaki taşınmazlar nedeniyle ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK 706. maddesine göre taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır. Dava konusu sözleşme resmi yazılı olmadığından geçersiz olup, herkes verdiğini iade ile yükümlüdür. Davacının öncelikle protokolün 4. maddesi uyarınca taşınmazların satışı için davacıya yaptığı ödemeleri yazılı delille ispatlaması gerekir. Mahkemece, dava konusu olmayan şirket hisse satışı ile ilgili yapılan ödemeler dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Protokolün 4. maddesi uyarınca davacı tarafından davalıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu olmayan ödemelerle ilgili araştırma yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.