Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2300
Karar No: 2022/1589
Karar Tarihi: 02.03.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2300 Esas 2022/1589 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/2300 E.  ,  2022/1589 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    ...


    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/11/2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı ayrılık nedeniyle müdahalenin önlenmesi, kal ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, davacılardan ...'un 118 ada 128 parselin, ...'in ise aynı yer ... ada 127 parselin maliki bulunduğunu, komşu 118 ada 133 parselin ise davalılara ait olduğunu, taşınmazlar arasında kadimden beri bölgenin yağmur sularının aktığı dere olarak kullanılan alan olduğunu, derenin bir kısmının davacılara ait taşınmazlar içerisinde, bir kısmının ise davalılara ait taşınmazın sınırları içerisinde kaldığını, davalılar tarafından maliki oldukları 118 ada 133 parsel sayılı taşınmaz üzerine sera inşaatına başlandığını ancak kadimden beri dere olarak kullanılan bölümün de üstünü doldurarak seranın içerisine dahil ettiklerini, seranın duvarını komşu parselin en uç noktasına kadar yaklaştırdıklarını, davalıların bu eylemi ile su tahliye yapısının bozulacağını, bundan sonra bütün yağmur sularının davacılara ait taşınmazlara akacağını, bu nedenle komşuluk hukukuna aykırı olarak yapılan müdahalenin men'ine, taşınmazın kadim dere olan kısmının davalılar tarafından eski haline getirilmesine, mümkün olmazsa eski hale getirme bedelinin davacıya ödenmesine ve davalılar tarafından kadim dere üzerine yapılan inşaatin kal'ine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar, 118 ada 133 parsel sayılı taşınmazın davalılardan ...'e ait olduğunu, bu taşınmaz üzerine ...'in kızı diğer davalı ... tarafından örtü altı sera inşaatı yapıldığını, ...’nın bu sera inşaatının yapımında aktif bir rolünün bulunmadığını, seranın tapulu taşınmazda yapıldığını ve tecavüzlü olmadığını, aynı zamanda dereyi de etkilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile “Davalılar tarafından dere yatağına yapılan müdahalenin men'ine, ... parsel sayılı taşınmazda 07/12/2015 tarihli Kadastro Teknisyeni ile Harita Mühendisinin müşterek raporuna ekli krokide D harfi ile sarı renk ile gösterilen 14,13 m²'lik kısma davalıların yaptığı müdahalesinin komşuluk hukuku gereğince men'i ile bu yer üzerindeki duvarın kal'ine, 10,000,00 TL olarak belirlenen eski hale getirme tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili vekalet ücreti yönünden, davalılardan ... vekili ise esas yönünden temyiz etmiştir.
    TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nin "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.
    Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahallinde 18.11.2015 tarihinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında, davacı ve davalı taşınmazları arasında yağış yokken kuru halde, ancak yağış mevcutken yağış yüzey sularını taşıyan ve paftasında yer almayan dere olduğu, davalının yaptığı sera inşaatının dereye müdahale oluşturduğu ve sera duvarının yüzey sularının yönünü değiştirdiği bildirilmiştir. Mahkemece bu rapor doğrultusunda sera duvarının kal'ine karar verilmişse de yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece, yeniden temin edilecek alanında uzman bilirkişilerle mahallinde keşif yapılarak davacı ve davalı tarafların zarar görmeyeceği ve muhtemel zararı engelleyici şekilde alınacak başka önlem ya da önlemlerin saptanması, davalılarca inşa edilen yapının kaline karar verilmeden zararın giderilmesi mümkün ise öncelikle bu yolun tercih edilmesi gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    ...

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi