Abaküs Yazılım
Danıştay 15. Daire Başkanlığı
Esas No: 2014/4563
Karar No: 2017/5094
Karar Tarihi: 03.10.2017

Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2014/4563 Esas 2017/5094 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/4563
Karar No : 2017/5094


Davacı :
Vekili :
Davalılar : 1-
Vekilleri :
2-
Vekilleri :
Davanın Özeti : Davacı tarafından, 18/01/2014 tarihli ve 28886 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmeliğin 24. maddesinin birinci fıkrası ile 25. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "... veya optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklam yapmaları'' ibaresinin; 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun’un 11. maddesinde yer verilen reklam yasağının optisyenlik müesseseleri hakkında değil, optisyen kişiler hakkında olduğu, yine, dayanak Kanun’un 16. maddesinde, çıkarılacak yönetmelik ile “optisyen kişilerin” yapacağı ilan ve reklamlara ilişkin hususların düzenleneceğinin belirtildiği, optisyenlik müesseselerine ilişkin ilan ve reklamlardan bahsedilmediği, dayanak Kanun hükümleri bu şekilde olmasına rağmen, dava konusu Yönetmelik ile “Optisyenlik müesseselerinin” gerçeğe aykırı reklam yapmalarının yasaklandığı, dolayısıyla bu kurumların gerçeğe uygun reklam yapmalarına izin verildiği, Kanun’un kapsamı dışına çıkıldığı, böylece Anayasanın 124. maddesine ve normlar hiyerarşisine aykırı hareket edildiği, dava konusu düzenlemenin ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı olduğu (Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu, 6112 sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik), bu mevzuatın reçeteye tabi ilaç ve ve tedavilerin reklamını yasakladığı, zira bu tip ürünlerde reklam yoluyla tüketimin artırılmasının, birey ve toplum sağlığına zarar verdiği, optisyenlerin uzmanı olduğu ürünlerin sıradan bir ürün gibi reklamının yapılmasının bilinçsiz, gereksiz ve hatalı bir üretim artışına neden olacağı, optisyenlik müesseselerinin reklam yapmasına izin verilmesinin 5193 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi gereği optik/eczane işletenler bakımından eşitsizlik yaratacağı, zira eczacıların reklam yapmalarının yasak olduğu, dava konusu Yönetmelik maddelerinde optisyenlik müesseseleri tarafından satışı yapılan reçeteye tabi optik ürünlerin reklamının yapılamayacağı sarih olarak belirtilmeden optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklamının yapılamayacağının ifade edilmesinin bu ürünlerin reklamının yapılmasına izin verildiği anlamını taşıdığı, optisyenlik müessesesi tarafından satışı yapılan reçeteye tabi ürünlerin reklamının yapılmasının bu ürünlerin sıradan bir ürün gibi pazarlanmasına, dolayısıyla vatandaşların Anayasada güvence altına alınan sağlıklı yaşam hakkının ihlaline ve gözlükçülük ruhsatnamesini haiz eczacıların ticari açıdan mağduriyetine neden olacağı iddia edilerek iptali istenilmektedir. …'nın Savunmasının Özeti : 5193 sayılı Kanun’un 11. ve 16. maddelerinin optisyenlere yönelik olmadığı, maddede bu unvanı haiz kişilerin işlettiği müesseselerin kastedildiği, yani müessese faaliyeti ile ilgili reklam konusunun düzenlendiği, bu maddelerin sadece optisyenleri kapsadığı yönündeki kabulün pratik bir faydasının olmayacağı, Kanun’un 11. maddesinde yer alan, “müessese açmış olanların gerçeğe uymayan reklam yapmalarının yasak olduğu” ifadesinin optisyenlik müesseselerinin reklam yapabileceği şeklinde yorumlanması gerektiği, bununla birlikte bu reklamların da sınırsız olmadığı, dava konusu Yönetmelikten evvel yürürlükte olan Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmeliğin 24. maddesinde de müesseselerin reklam yapmalarının yasaklanmadığı, belli şartlar altında reklama izin verildiği, reklamların niteliklerinin belirlendiği, Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi’nin 15/3. maddesinde ve 6112 sayılı Kanun’un 11/2. maddesinde zikredilen reklamı yapılamayacak ürünlerin reçeteye tabi ürünler/tedaviler olduğu, reçeteye tabi olmayan ürünler/tedaviler bakımından bir yasak getirilmediği, aksine 6112 sayılı 11/3. maddesinde reçeteye tabi olmayan ilaç ve tedavilerin reklamına izin verildiği, 5193 sayılı Kanun’un 6. maddesine göre göz hastalıkları uzmanı tarafından reçete edilen gözlük camlarının, çerçevelerin ve kontakt lenslerin ve görmeye yardımcı diğer ürünlerin reklamının yapılmaması gerektiği, reçeteye tabi olan ürünlerin yanında satılan, güneş gözlükleri, koruyucu gözlükler ve gözlük aksesuarlarının ve lens solüsyonlarının reklamının yapılmasına hukuki bir engel bulunmadığı, dava konusu düzenlemelerin 5193 sayılı Kanun’un 11. maddesinin tekrarı olduğu, düzenlemelerin hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
…'nun Savunmasının Özeti: Davanın, süresinde açılmadığı, münhasıran Kurumları husumetiyle görülmesi gerektiği, davacı Sendikanın görev alanının eczacılara ilişkin olduğu, Sendikanın bu davayı açmakta menfaatinin olmadığı, 5193 sayılı Kanun’un 11. maddesi hükmünde, optisyenlerin kendileri ya da müesseseleri ile ilgili her türlü gerçeğe aykırı reklam yapmalarının yasaklandığı, zira optisyenlerin yaptığı reklamların kendilerini ilgilendirebileceği gibi, müesseselerine ilişkin de olabileceği, 5193 sayılı Kanun’un 16. maddesinde optisyenlik faaliyeti ile ilgili ayrıntıların Yönetmelik ile düzenlenmesinin öngörüldüğü, bu hükme dayanılarak dava konusu Yönetmelik hükümlerinin ihdas edildiği, düzenlemelerin dayanağı 5193 sayılı Kanun hükmüne uygun olduğu, dava konusu Yönetmeliğin 24. maddesinin birinci fıkrasında optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklam yapması yasaklandıktan sonra, ikinci fıkra hükmü ile belirli kaideler çerçevesinde reklam ve tanıtım yapabilmelerine cevaz verildiği, optisyenler ve optisyenlik müesseseleri de dahil olmak üzere reklam veren ve yapanlara ilişkin olarak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 61. maddesinde ticari reklamın tanımlandığı ve bu Kanun ve Kanuna dayanılarak çıkarılan Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğe göre, ticari reklamın Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, doğru ve dürüst olmalarının esas olduğu, tüketiciyi aldatıcı reklam yapılmasının yasak olduğu, bu itibarla dava konusu Yönetmelikte gerçeğe aykırı yapılan reklamların yasaklandığı, düzenlemelerin 6502 sayılı Kanun’a da uygun olduğu, optisyenlik müesseselerinin hepsinde mutlaka optisyenlik mesleğini icra etmeye yetkili optisyenlerin bulunması ve faaliyetlerinden sorumlu olması gerektiği, bu itibarla optisyenler ile optisyenlik müesseselerine ilişkin yapılan reklamların ayrı değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, 5193 sayılı Kanun’un 6. maddesinde optisyenlerin satabileceği ürünlerin, koruyucu gözlük, güneş gözlükleri, göz uzmanı tabipler tarafından reçete edilen numaralı gözlük camları, her türlü lens, optik görme gereçleri ve gözlük çerçeveleri olarak sayıldığı, bu ürünlerin güneş gözlükleri dışında kalanlarının, 07/06/2011 tarihli ve 27957 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tıbbi Cihaz Yönetmeliği’nde tanımlanan tıbbi cihaz tanımına girdiği, buna göre, söz konusu optik ürünlerin, reklam ve tanıtım faaliyetlerinin 15/05/2014 tarihli ve 29001 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tıbbi Cihaz Satış, Reklam ve Tanıtım Yönetmeliği kapsamında değerlendirildiği, anılan Yönetmeliğin kapsam maddesi uyarınca, Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmelik kapsamına giren optisyenlik müesseselerinin kapsam dışında bırakıldığı, ancak bu yerlerde satışı yapılan tıbbi cihazların reklam ve tanıtım faaliyetlerinin bu Yönetmelik kapsamında olduğu, optisyenlik müesseselerinde satışı yapılan optik ürünlerin davacının dilekçesinde bahsettiği mevzuat hükümleri çerçevesinde değerlendirilmediği, 15/05/2014 tarihinden itibaren bu ürünlerin Tıbbi Cihaz Satış, Reklam ve Tanıtım Yönetmeliği kapsamında olduğu, dava konusu Yönetmeliğin ise optisyenler ile optisyenlik müessesesinin sahip ve işletenleri ile optisyenlik müesseselerinin faaliyetlerini kapsadığı, dava konusu düzenlemenin hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Dava konusu düzenlemelerde üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; tarafından, 18/01/2014 günlü, 28886 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmelik'in 24. maddesinin 1. fıkrası ile 25. maddesinin (ç) bendinde yer alan "... veya optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklam yapmaları'' ibaresinin iptali istemiyle ve 'na karşı açılmıştır.
5193 Sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun'un 1 maddesinde "Bu Kanunun amacı; fertlerin ve toplumun sağlığını korumak üzere, optisyen unvanının kullanılması, optisyenlik mesleğinin icra edilmesi ve optisyenlik müessesesinin açılması ve işletilmesiyle ilgili usul ve esasları düzenlemektir."; "Optisyenlik Ünvanı" başlıklı 11. maddesinde, "Optisyen unvanını haiz olarak müessese açmış olanlar, yalnız optisyen unvanını kullanabilirler. Başka bir unvan kullanmaları veya gerçeğe uymayan reklam yapmaları yasaktır."; 16. maddesinde, " Optisyenlik müesseselerinin açılışına ve sahip olmaları gereken şartlara dair usul ve esaslar ile optisyenlerin yapacağı ilan ve reklamlar, tutacakları defterler ve diğer hususlar Bakanlıkça bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir." hükmü getirilmiştir.
Bahsi geçen hükümlere dayanılarak 18/01/2014 günlü, 28886 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmelik'in "Tanıtım ve reklam" başlıklı 24. maddesinin iptali istenilen (1) fıkrasında "Optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklâmı yapılamaz." hükmü getirilmiş; 25. maddesinin (ç) bendinde, "Optisyenlerin başka bir unvan kullanmaları veya optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklâm yapmaları" yasaklar arasında sayılmış ve cümlenin ikinci kısmı (koyu renkle yazılan) dava konusu edilmiştir.
Dava konusu hükümlerden; optisyenlik müesseselerinin gerçeğe uygun reklam yapabileceği sonucu ortaya çıkmaktadır.
Oysa bahse konu yönetmeliğin dayanağı olan 5193 sayılı Kanunun yukarıda yazılı hükümlerinde; gerçeğe uygun reklam yapma müessesese için değil optisyen için getirilmiştir.
Bu durumda, dava konusu düzenlemenin dayanağı olan üst hukuk normuna uygun olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 18/01/2014 günlü, 28886 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmelik'in 24. maddesinin 1. fıkrası ile 25. maddesinin (ç) bendinde yer alan "... veya optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklam yapmaları'' ibaresinin iptali gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildikten sonra, 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun'un Geçici 2. maddesi gereği gözlükçülük ve optisyenlik faaliyetini bir arada yürüten üyelerinin de olduğu anlaşılan davacı Sendikanın işbu davayı açmakta menfaati olduğu ve davanın süresinde olduğu görülerek davalı 'nun menfaate, süre aşımına ve husumete ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
Dava, 18/01/2014 tarihli ve 28886 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmeliğin 24. maddesinin birinci fıkrası ile 25. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "... veya optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklam yapmaları'' ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 56 ncı maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; üçüncü fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; dördüncü fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükmüne yer verilmiştir.
26/06/2004 tarihli ve 25504 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun'un 16. maddesinde, "Optisyenlik müesseselerinin açılışına ve sahip olmaları gereken şartlara dair usul ve esaslar ile optisyenlerin yapacağı ilân ve reklamlar, tutacakları defterler ve diğer hususlar Bakanlıkça bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir." hükmüne yer verilmiş, 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 40. maddesinde ise; Bakanlık ve bağlı kuruluşların görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabileceği düzenlenmiştir.
Anılan hükümlere dayanılarak çıkarılan ve 18/01/2014 tarihli ve 28886 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmeliğin,
"Tanıtım ve reklam" başlıklı 24. maddesinde, "(1) Optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklâmı yapılamaz.
(2) Optisyenlik müesseseleri tabelaları, vitrinleri ile basılı ve elektronik ortam materyallerinde, ruhsatnamesinde kayıtlı optisyenlik müessesesi ismi dışında başka bir isim kullanamaz. Müessese vitrininde faaliyeti ile ilgili bilgileri, satışını yaptığı optik ürünler ile bu ürünlerin fiyatları ve anlaşma yapılan kurumların isimleri belirtilebilir." hükmüne;
"Yasaklar" başlıklı 25. maddesinde de, "(1) Aşağıda belirtilen hususların yapılması yasaktır.
a) Müesseselerin, reçetesiz olarak numaralı gözlük camı satmaları, vermeleri veya tavsiye etmeleri ve otorefroktometre ve keratometre gibi bilgisayarlı aletler ile olanlar da dahil olmak üzere, her nevi göz ve görme muayene ve testleri yapmaları veya müesseselerinde bu işlere yarayan her türlü aletleri ve cihazları bulundurmaları.
b) Optisyenlik müessesesinde, reçetesiz her türlü kontakt lens satılması ve her türlü kontakt lens uygulaması, lens uygulamasıyla ilgili alet bulundurması.
c) Optisyenlik mesleğini icra edenlerin, optisyenlik yaptıkları sürece müesseselerinde başka bir iş yapmaları ve müesseselerini muayenehane gibi kullandırmaları.
ç) Optisyenlerin başka bir unvan kullanmaları veya optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklâm yapmaları.
d) Optisyenlik mesleğini icra etme hak ve yetkisini haiz olanların, birden fazla müessesenin mesul müdürlük görevini üstlenmeleri.
e) Optisyenlik müessesesi ruhsatnamesi ve gerekiyor ise personel çalışma belgesi alınmaksızın faaliyet gösterilmesi.
f) Optisyenlik müesseselerince cadde, sokak veya kaldırımlara seyyar veya sabit levha konulması.
g) Optisyenlik mesleğini icra edenlerin ve müesseselerin, kişileri, herhangi bir sağlık kurum veya kuruluşuna veyahut tabibe yönlendirmesi veya buralardan kendi müesseselerine hasta yönlendirmesi, bunlara aracılık etmesi.
ğ) Bir adres için düzenlenen optisyenlik müessesesi ruhsatnamesinin başka bir adreste açılan müessesede veya diğer şubede kullanılması.
h) Optisyenlik müessesesi bir şirket tarafından açılmış ise şirketin faaliyetine giren diğer işlerin optisyenlik müessesesinde yapılması.
ı) Müessese dışındaki bir atölyede numaralı gözlük camı montajı yapılması.
i) 24 üncü maddeye aykırı tanıtım ve reklam yapılması.
j) T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına (TİTUBB) kayıtlı olmayan optik ürünlerin satışının yapılması.
k) Optisyenlik müesseselerinde; bu Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak mesul müdürün müessesede bulunmadığı zamanlarda reçeteli optik ürünlerin satışının yapılması." hükmüne yer verilmiştir.
Davacı tarafından, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun’un 11. maddesinde yer verilen reklam yasağının optisyenlik müesseseleri hakkında değil, optisyen kişiler hakkında olduğu, yine dayanak Kanun’un 16. maddesinde çıkarılacak yönetmelik ile “optisyen kişilerin” yapacağı ilan ve reklamlara ilişkin hususların düzenleneceğinin belirtildiği, optisyenlik müesseselerine ilişkin ilan ve reklamlardan bahsedilmediği, dayanak Kanun hükümleri bu şekilde olmasına rağmen, dava konusu Yönetmelik ile “Optisyenlik müesseselerinin” gerçeğe aykırı reklam yapmalarının yasaklandığı, dolayısıyla bu kurumların gerçeğe uygun reklam yapmalarına izin verildiği, bu durumun optisyenlik müessesesi tarafından satışı yapılan reçeteye tabi ürünlerin reklamının yapılması sonucunu doğuracağı, halkın sağlığının olumsuz etkileneceği iddia edilerek Yönetmeliğin 24. maddesinin birinci fıkrası ile 25. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "... veya optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklam yapmaları'' ibaresinin iptali istenilmektedir.
Davacının iddialarının, 5193 sayılı Kanun'un 11. ve 16. maddeleri hükümlerinin optisyenlik müesseselerini kapsamadığı hususunda yoğunlaşması sebebiyle, öncelikle ilgili Kanun hükümlerinin yorumu sûretiyle bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekir.
Bir kanun hükmü yorumlanırken, Türk Medeni Kanunu'nun 1. maddesi gereği, Kanun'un sadece sözünün (lafzının) zorunlu ölçü olarak alınmaması, özüyle birlikte yorumlanması, özünün sorgulanması gerekir. Bu sorgulama yapılırken de, hükmün lafzı ile birlikte Kanun Koyucunun iradesi araştırılmalı, hükmün gerçek amacı yani hangi menfaati üstün tuttuğu bulunup ortaya çıkarılmalı, hükmün bulunduğu sistem, düzenlendiği kanun ile birlikte tüm hukuk düzeni içerisinde yeri dikkate alınarak yorum yapılmalıdır.
Bu tespitten hareketle, 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun’un amacı 1. maddede, fertlerin ve toplumun sağlığını korumak üzere, optisyen unvanının kullanılması, optisyenlik mesleğinin icra edilmesi ve optisyenlik müesseselerinin açılması ve işletilmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek olarak belirlenmiş; 2. maddede, bu Kanun'un optisyenlik mesleğini icra etme yetkisini haiz kişiler ile optisyenlik müessesesinin sahip ve işletenleri ile bunların faaliyetlerini kapsadığı belirtildikten sonra; 11. maddede, "Optisyen unvanını haiz olarak müessese açmış olanlar, yalnız optisyen unvanını kullanabilirler. Başka bir unvan kullanmaları veya gerçeğe uymayan reklam yapmaları yasaktır." hükmüne; 16. maddesinde ise, "Optisyenlik müesseselerinin açılışına ve sahip olmaları gereken şartlara dair usul ve esaslar ile optisyenlerin yapacağı ilân ve reklamlar, tutacakları defterler ve diğer hususlar Bakanlıkça bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Kanun Koyucunun iradesinin ortaya konulabilmesi bakımından anılan Kanun'un genel gerekçesine bakıldığında, Kanun'un halkın göz sağlığını koruma bakımından optisyenlik alanındaki hizmetin kalitesinin artırılması, optisyenlik alanında daha sağlıklı ve nitelikli hizmet sunulmasının sağlanması maksadını taşıdığı anlaşılmaktadır.
11. madde gerekçesinde de "Madde ile, söz konusu mesleğin farklı farklı isimler altında anılması ve kavram kargaşasına neden olmamak ve belli bir standardı sağlayabilmek amacıyla sadece optisyen unvanının kullanılması hükmü getirilmiştir.
Yine kişileri ve toplumu yanıltıcı, paniğe sevk edici, yanlış yönlendirici, benzer nitelikli müesseseler arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunulmaması amacıyla gerçeğe uymayan reklam yapmalarının yasaklanması yoluna gidilmiştir." denilmiştir.
5193 sayılı Kanun, amacı, kapsamı ve gerekçesi ile birlikte değerlendirildiğinde, kanunun optisyenlik mesleğinin icrası ile birlikte optisyenlik müesseselerinin işletilmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlediği, optisyenlik müesseselerinin faaliyetlerini de kapsadığı görülmekte, yine kanunun üstün tuttuğu menfaatin yani kanunun gerçek amacının kamu sağlığını korumak olduğu anlaşılmakta, bu üstün tutulan menfaatin korunması amacıyla Kanun'un 11. maddesinde kişileri ve toplumu yanıltıcı, paniğe sevk edici, yanlış yönlendirici, benzer nitelikli müesseseler arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunulmaması amacıyla gerçeğe uymayan reklam yapılmasının yasaklandığı görülmektedir. 11. madde hükmünün sadece lafzının ölçü alınması sûretiyle, yalnızca optisyenleri kapsadığı, müesseselerin bu madde kapsamında olmadığı yönünde yorum yapmak, optisyenlik faaliyetinin gerçekleştirildiği optik müesseselerini bu yasak kapsamından çıkarmak anlamına gelecektir ki, Kanun amacı ile birlikte bir bütün halinde yorumlandığında bu yorum eksik bir yorum olarak kalacaktır. Çünkü, optisyenlik faaliyetinin yürütüldüğü müesseseleri optisyenin faaliyetinden bağımsız olarak değerlendirmek ve optisyene gerçeğe aykırı reklam yapması yasaklanmışken, müesseseyi bu yasaktan ari tutmak mümkün değildir. Buna göre, madde hükmü ile, optisyenler ile birlikte optisyenlik faaliyetinin yürütüldüğü optisyenlik müesseselerinin de gerçeğe uymayan reklam yapmaları yasaklanmıştır.
Kanun'un 11. maddesi hükmünün bu şekilde yorumlanması gerekmekle birlikte, 5193 sayılı Kanun'un 16. maddesinde yer alan "Optisyenlik müesseselerinin açılışına ve sahip olmaları gereken şartlara dair usul ve esaslar ile optisyenlerin yapacağı ilân ve reklamlar, tutacakları defterler ve diğer hususlar Bakanlıkça bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir." yönündeki düzenlemenin de yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda idareye bu alanda düzenleme yapma yetkisi verdiği açıktır.
Diğer taraftan, doğrudan Yönetmeliğin dayanağı olarak gösterilmemekle birlikte, ve bağlı kuruluşlarının teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarının düzenlendiği 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 2. maddesinin birinci fıkrasında, Bakanlığın görevinin, herkesin bedenî, zihnî ve sosyal bakımdan tam bir iyilik hâli içinde hayatını sürdürmesini sağlamak olduğu yönünde düzenlemeye yer verilmiş; ikinci fıkrasının (a) bendinde, bu kapsamda Bakanlığın, halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi, hastalık risklerinin azaltılması ve önlenmesi ile ilgili olarak sağlık sistemini yöneteceği ve politikaları belirleyeceği belirtilmiş ve üçüncü fıkrasının (f) bendinde de, Bakanlığın bu amaçla görevin ve hizmetin gerektirdiği her türlü tedbiri alacağı düzenlenmiştir. Aynı Kararnamenin 27. maddesinin birinci fıkrası ile Başkanlığı bağlı kuruluş olarak teşekkül ettirilmiş; maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde, nun görev ve yetkileri arasında, "Görev alanına giren ürünlerin ruhsatlandırılması, üretimi, depolanması, satışı, ithalatı, ihracatı, piyasaya arzı, dağıtımı, hizmete sunulması, toplatılması ve kullanımları ile ilgili kural ve standartları belirlemek, bu faaliyetleri yürütecek kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilere izin vermek, ruhsatlandırmak, denetlemek ve gerektiğinde yaptırım uygulamak, laboratuvar analizlerini yapmak veya yaptırmak." sayılmıştır.
5193 sayılı Kanun hükümleri ile birlikte 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yukarıda yer verilen hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 'nın toplum sağlığını doğrudan ilgilendiren optisyenlik müesseselerinin reklam ve tanıtım faaliyetlerine ilişkin düzenleme yapma yetkisinin olduğu anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede hazırlanarak yürürlüğe konulan dava konusu Yönetmeğin, 24. maddesinin birinci fıkrasının "Optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklâmı yapılamaz." hükmü ile 25. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "... veya optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklam yapmaları''nın yasak olduğu yönündeki düzenleme ile, toplum sağlığını korumak adına kişileri ve toplumu yanıltıcı, paniğe sevk edici, yanlış yönlendirici, benzer nitelikli müesseseler arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunulmaması amacıyla optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklam yapmaları yasaklanmıştır.
Davacı tarafından, bu ifadelerin optisyenlik müesseselerinin gerçeğe uygun reklam yapmasının önünü açtığı, bunun da bu müesseselerde satışı yapılan ürünlerin reklamının yapılması sonucunu doğuracağı, bu durumun halkın sağlığını olumsuz etkileyeceği, reçeteye tabi ürünlerin reklamının yapılamayacağından dava konusu Yönetmelik maddelerinde optisyenlik müesseseleri tarafından satışı yapılan reçeteye tabi optik ürünlerin reklamının yapılamayacağının sarih olarak belirtilmesi gerektiği iddia edilmekte ise de; dava konusu edilen düzenlemeler optisyenlik müesseselerinin reklam faaliyetlerine ilişkin düzenlemelerdir ve bu müesseselerin reklam ve tanıtımı dava konusu Yönetmelik kapsamındadır. Bu müesseselerde satışı yapılan ürünler ise, Kanun'un 6. maddesinde sayılan koruyucu gözlükler, güneş gözlükleri ve göz hastalıkları uzmanı tabipler tarafından verilen reçetelerde yazılı numaralı gözlük camları, her türlü lensler, optik görme gereçleri ve gözlük çerçeveleridir. Anılan maddede sayılan ürünlerin büyük bir çoğunluğu tıbbi cihaz niteliğinde olup, tıbbi cihazların reklam ve tanıtımı, 15/05/2014 tarihli ve 29001 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tıbbi Cihaz Satış, Reklam ve Tanıtım Yönetmeliği kapsamına alınmıştır. Nitekim, anılan Yönetmeliğin 2. maddesinin ikinci fıkrasında; kamu sağlık kurum ve kuruluşlarının, 18/1/2014 tarihli ve 28886 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmelik kapsamına giren optisyenlik müesseselerinin ve 24/9/2011 tarihli ve 28064 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ismarlama Protez ve Ortez Merkezleri ile İşitme Cihazı Merkezleri Hakkında Yönetmelik kapsamına giren ısmarlama protez ve ortez merkezleri ile işitme cihazı merkezlerinin bu Yönetmeliğin kapsamı dışında bırakıldığı, ancak bu yerlerde satışı yapılan tıbbi cihazların reklam ve tanıtım faaliyetlerinin bu Yönetmelik kapsamında olduğu düzenlenmiştir.
Optisyenlik müesseselerinde satışı yapılan ve tıbbi cihaz niteliğinde olmayan ürünlerin reklamının ise, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gibi genel olarak reklama ilişkin hükümler içeren mevzuat çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, toplum sağlığını korumak adına kişileri ve toplumu yanıltıcı, paniğe sevk edici, yanlış yönlendirici, benzer nitelikli müesseseler arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunulmaması amacıyla optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklam yapmalarını yasaklayan dava konusu düzenlemelerde üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 03/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi