3. Hukuk Dairesi 2016/18513 E. , 2018/5678 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davacı ... yönünden kabulüne ..., ... ve ... yönünden manevi tazminat talebinin kabulüne, maddi tazminat talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ...; oğlu olan 13.05.2000 doğumlu..."nın 01.09.2011 tarihinde ... ili, ... ilçesi, ...MAhallesi, ... Sokak, 3 no.lu adreste elektrik çarpması sonucunda vefat ettiğini, olayda kendisinin bir kusurunun bulunmadığını, kaza sebebiyle ... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/669 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı kurumun kusurlu olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500 TL maddi ve 18.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01.09.2011 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 02.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 29.931,14 TL"ye arttırmıştır.Davalı ...; olayda herhangi bir kusurlarının olmadığını, dava dışı bina maliki ile kiracının, bunun yanında davacı annenin olayda kusurlarının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece; davacı ..."nın maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulü ile, 29.931,14 TL maddi, 18.000,00 TL manevi tazminatın 01.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müteveffanın kardeşleri olan davacılar ..., ... ve ..."nın manevi tazminat istemlerinin kabulü ile, her bir davacı için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere 30.000,00 TL manevi tazminatın 01.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır.Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hâkimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir.
Hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Buna göre; her ne kadar mahkemece, davacı ... lehine 18.000TL, diğer davacılar lehine ayrı ayrı 10.000TL manevi tazminata hükmedilmiş ise de, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar ve davacı tarafın kusur oranı da gözetilerek hakkaniyete uygun olacak şekilde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.3-) TBK"nun 51/1. (BK"nun 43/1) maddesine göre; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler."Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalıya ait elektrik nakil hattında bulunan elektrik akımına kapılma sonucu meydana gelen ölüm olayında davacı annenin %10 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacıların dava dilekçesinde meydana gelen olayın oluş şekli itibariyle davalının tam kusuruna dayanılarak tazminat talebinde bulunmuş olmaları karşısında, hükmedilen maddi tazminat miktarında, davacının kusuru oranında indirim yapılmamış olması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.