Esas No: 2021/7400
Karar No: 2022/1591
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7400 Esas 2022/1591 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/7400 E. , 2022/1591 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.06.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.09.2018 tarihli temyiz edilmeden kesinleşen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.10.2021 gün ve 39152028-153.01-1453-2019 Esas 1991/28246 sayılı tebliğnamesi ile HMK'nin 363. maddesi gereğince kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713/2. maddesindeki "ölüm" nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
13/09/2018 tarihli hükmün en son 29/03/2019 tarihinde tebliğ olunduğu, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine hükmün 15/04/2019 tarihinde kesinleştiğine dair 22.11.2019 tarihli kesinleşme şerhi verildiği,
HSK Başmüfettişliği’nin 2019/20-11/22-01 sayı ve 22.11.2019 tarihli talep yazısı ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 27.11.2019 tarihli talep yazısıyla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 363.madde uyarınca kanun yararına temyiz yoluna başvurulmak üzere dosyanın Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne gönderildiği,
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 11.10.2021 tarihli yazısında, Erciş Asliye Hukuk Mahkemesine ait 13.09.2018 tarihli 2006/161 Esas ve 2018/468 Karar sayılı kararın kanun yararına temyizi isteminin yerinde görüldüğü gerekçesiyle kanun yararına temyiz talebinde bulunulduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu itibarla, tapu iptali ve tescil davalarında, dava konusu taşınmaz maliklerinin veya mirasçılarının tamamının davada taraf olarak yer alması, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir. Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir.
Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
Somut olaya gelince; mahkemece, tapu maliklerinin öldüğü ya da gaipliklerine karar verildiği, davalılardan başka mirasçılarının bulunmadığı ve davacının zilyetliğinin 20 yılı aştığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu (eski 41, yeni Aşağı Işıklı Mahallesi 104 ada 39 parsel sayılı) taşınmazın davalılar adına olan kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Karar davacı vekiline 05/11/2018, davalılara ise 10/12/2018 tarihinde tebliğ olunmuş, karara karşı yasa yollarına başvurulmamış ve 26/12/2018 tarihinde karar kesinleştirilmiş, kesinleşme tarihi 25/12/2018 olarak gösterilmiş, akabinde davacı vekili 21/02/2019 havale tarihli dilekçesi ile kararın tapuda infazının mümkün olmadığını ileri sürerek tavzih talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, tavzih talebi taraflara tebliğ edilmeden dosya üzerinden değerlendirilerek 22/02/2019 tarihinde kabul edilmiş ve kayıt malikleri Vehbi, Zinet, Hakkı ve kaydı düzeltilmeyen Semiha ve dosyanın tarafı olmayan Kadriye'nin de paylarının iptaline karar verilmiş, tavzih kararı davacı vekiline 02/03/2019 tarihinde, davalılara ise 29/03/2019 tarihinde tebliğ olunmuş, tapuya tescil için 24/04/2019 tarihinde müzekkere yazılmış, kesinleşme tarihi 15/04/2019 olarak gösterilerek kesinleştirme işlemi 22/11/2019 tarihinde yapılmıştır.
1-Tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair verilen 13.09.2018 tarihli karar, tarafların temyiz etmemesi üzerine mahkemece kesinleştirilmiş ise de; dosyanın incelenmesinde tapu maliki olduğu halde davada taraf olmayan hissedarların olduğu anlaşıldığından taraf teşkili sağlanmaksızın yargılama yapılarak karar verilmesi nedeniyle kesinleşmiş mahkeme kararından söz etmek mümkün değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363.maddesi uyarınca kesinleşmiş hükümlere karşı kanun yararına temyiz istemi ileri sürülebilecek olup, koşulları oluşmayan kanun yararına temyiz isteminin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak taraf teşkili usulüne uygun sağlanmadan hükmün kesinleştirildiği anlaşılmış olup dosyanın ilk derece mahkemesi olan Erciş Asliye Hukuk Mahkemesine iadesi ile kanun yararına bozma sebebi olarak gösterilen ve davada taraf olmadığı tespit edilen hissedar tapu maliki veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği ile hükmün karar tarihi itibariyle istinaf kanun yoluna tabi olduğu da gözetilerek istinaf süresinin beklenmesi ve kanun yoluna başvurulması halinde sonucuna göre işlem yapılması gerektiğinden bu aşamada kanun yararına temyiz isteminin reddi ile dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 02.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.