19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15240 Karar No: 2016/5702 Karar Tarihi: 04.04.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15240 Esas 2016/5702 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2015/15240 E. , 2016/5702 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında fiili ve hukuki ilişkinin mevcut olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya Ankara 10. İcra Müdürlüğü"nün 2011/10333 Esas sayılı takip dosyası ve bu dosyaya sunulan 30.07.2011 vadeli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, bononun iptaline, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirket ile keşide tarihinde şirket yetkilisi olan bono keşidecisi arasındaki def"ilerin iyiniyetli alacaklı müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre,davacı şirket ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, takibe konu bononun düzenlenme tarihi itibariyle davacı şirket ile davalı arasında para giriş çıkışını gösterir belge olmadığı, taraflar arasında ticari alım-satım ilişkisi olmadığı ve davalının davacı şirkete para göndermediği, takibe konu bononun düzenlenme tarihi itibariyle ile dava dışı bono keşidecisi....veya .... Ltd. Şti. arasında bono bedeli kadar herhangi bir ödemenin bulunmadığı, bu tarih itibariyle davalı ile ...Ltd. Şti. arasında 24.900,00 TL"nin dava dışı ... Ltd. Şti. hesabına davalı tarafından gönderildiği, ancak 24.900,00 TL"ye karşılık 100.000,00 TL"lik bononun verilmesinin ticari örf ve teamüllerle ve hayatın olağan akışı ile açıklanamayacağı, derdest dosyada hem keşideci hem avalist hem kefil hem de şirketlerin yetkililerini bir kişinin tek bono ile düzenlemesinin muvazaa iddialarını kuvvetlendirdiği, keşidecinin imzaladığı senetteki borcun gerçek borç olmadığı kanaatine varılarak TBK"nin 581. ve devamı maddelerindeki davacı adına keşidecinin temsilci olarak attığı kefalet imzasının davalıyı bağlamadığı, kefaletin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Kambiyo senetleri illetten mücerret olup senet borçlusu tarafından senedin gerçek bir borç ilişkisini göstermediği senede karşı senetle ispat kuralı çerçevesinde ispatlanmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilmek suretiyle taraflar arasındaki hesap hareketleri ve hayatın olağan akışı gibi soyut değerlendirmeler üzerinden gerekçe oluşturmak suretiyle davanın kabulü yoluna gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.