10. Ceza Dairesi 2018/3577 E. , 2018/6813 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 30/05/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının durmasına dair İstanbul Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30/11/2017 tarihli ve 2017/120 esas, 2017/528 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 06/06/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 08/01/2016 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 07/06/2016 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, bu kararın 17/06/2016 tarihinde şüphelinin kendisine tebliğ edildiği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce de şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için uyarılı ilk başvuru davetiyesi tebliğ edildiği, ancak şüphelinin kuruma müracaat etmemesi üzerine ikinci kez uyarılı başvuru davetiyesi tebliğ edildiği, buna rağmen şüphelinin kuruma müracaat etmediği, ayrıca 05/10/2016 tarihinde tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği iddiası ile hakkında soruşturma başlatıldığı,
3- Bunun üzerine şüpheli hakkında TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi gereğince erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
4- Yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30/11/2017 tarihli ve 2017/120 esas, 2017/528 sayılı kararı ile "...denetim süresi içerisinde askerde olması nedeni ile tedavi denetim serbestlik tedbirlerine uygun davranmamakta ısrar koşulu gerçekleşmediği..." gerekçesiyle, “kamu davasının durmasına” ve “dava açılmasının ertelenmesi kararının devamına” karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, sanığın 08/01/2016 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 07/06/2016 tarihinde kamu davası açılmasının ertelenmesine dair karar verildiği, sanığın yükümlülük ihlâlinde ısrar ettiğinden bahisle 17/09/2016 tarihinde denetimli serbestlik infaz kaydı kapatılarak dosyasının İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, sanığın 5 yıllık denetim süresi içerisinde 05/10/2016 tarihinde yeniden kullanmak amacıyla uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/149532 sayılı soruşturma dosyasında 2016/13090 soruşturma dosyası ile birleştirme kararı verilmesini müteakip düzenlenen 21/02/2017 tarihli ve 2016/13090 soruşturma, 2017/6708 esas, 2017/5643 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda kamu davası açılmasının şartlarının henüz gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının durdurulmasına karar verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun"un 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” ve anılan maddenin 5. fıkrasındaki, "Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz." şeklindeki düzenlemeler karşısında sanık hakkında yargılamaya devam olunarak esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30/11/2017 tarihli ve 2017/120 esas, 2017/528 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında;...Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,, ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır. " hükmüne yer verilmiştir.
Kamu davasının açılması için aranan "ısrar şartı" TCK"nın 191/4-(a) maddesine giren durumlarda söz konusu olup Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz edilen denetimli serbestlik ve tedavi tedbirlerinin gerektirdiği yükümlülüklere, yapılan çağrılara, plan ve programlara uyup uymamakla ilgilidir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yazılı doğrudan soruşturmayı gerektiren suç teşkil eden fiiller ısrarın kapsamı dışındadır. Bu suçlar haber alındığında, kamu davası açılması ertelenen suçla birlikte soruşturularak, yeterli delil elde edildiğinde, bu suç ihlal nedeni sayılıp, açılması ertelenmiş olan kamu davasının açılması gerekir.
Somut olayda şüpheli hakkındaki 07/06/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 17/06/2016 tarihinde şüphelinin beyan ettiği son adreste bizzat kendisine tebliğ edildiği, şüphelinin hiç bir aşamada kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına itiraz etmediği, ayrıca Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin de 19/07/2016 tarihinde şüphelinin beyan ettiği son adreste bulunmaması üzerine Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre aynı zamanda mernis adresi olan bu adreste mahalle muhtarına tebliğ edildiği, ancak şüphelinin kuruma müracaat etmemesi üzerine ikinci kez gönderilen uyarılı başvuru davetiyesinin 26/08/2016 tarihinde şüphelinin işte olduğunu beyan eden yengesine aynı adreste tebliğ edildiği, buna rağmen şüphelinin kuruma müracaat etmediği ve 05/10/2016 tarihinde de tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği iddiası ile hakkında soruşturma başlatıldığı anlaşılmakla,
Her ne kadar sanığın mahkemedeki savunmasında denetimli serbestlik tedbirine ilişkin tebligatların gönderildiği tarihlerde askerde olduğunu beyan etmesi üzerine, Askerlik Şubesinden alınan yazıda şüphelinin 14/01/2016 tarihinde askere sevk edildiği, 15/03/2017 tarihinde de askere elverişsizlik raporu ile terhis edildiği bildirilmiş ve Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 2/2. maddesinde “denetimli serbestliğe ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmesinin askerlik hizmetlerinin sonuna bırakılacağına” ilişkin hükme yer verilmiş ise de,
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 17/06/2016 tarihinde şüphelinin
beyan ettiği son adreste bizzat kendisine tebliğ edilmiş olması karşısında, şüphelinin bu tarih itibari ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından ve denetimli serbestlik tedbirinden haberdar olduğu ve 5 yıllık erteleme süresinin başladığı, yukarıda bahsedilen yönetmelik hükmü gereği askerlik hizmeti süresince şüpheliye denetimli serbestliğe ilişkin yükümlülükler yüklenemese de, erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullanmama yasağının TCK’nın 191/4-c maddesinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının müstakil bir ihlal nedeni olarak ayrıca sayılmış olduğu, bu nedenle somut olayda olduğu gibi şüphelinin 5 yıllık erteleme süresinin başlamasından sonra askerlik hizmeti sırasında dahi olsa tekrar uyuşturucu madde kullanması halinde TCK’nın 191/4-c maddesi uyarınca kamu davası açılma koşulları oluştuğu anlaşıldığından, yargılamaya devam olunarak her iki suça ilişkin deliller değerlendirilip esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, TCK"nın 191/4-c maddesine açıkça aykırı bir gerekçe ile durma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının durmasına dair İstanbul Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30/11/2017 tarihli ve 2017/120 esas, 2017/528 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 08.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.