11. Hukuk Dairesi 2015/13993 E. , 2017/1714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/09/2015 tarih ve 2014/674-2015/646 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalıların para yatırılması durumunda istediği zaman tamamını geri alabileceğini ve yüksek faiz uygulaması olduğunu belirterek müvekkilinden para tahsil yoluna gittiğini, bu hususun TBMM, MASAK ve SPK tarafından hazırlanan raporlarla defalarca ortaya konduğunu, müvekkilinin defalarca istemesine rağmen parasını geri alamadığını, davalıların bu paranın iadesinden sorumlu olduklarını, davalılarca Borçlar Kanunu, TTK ve SPK mevzuatının ihlal edildiğini ileri sürerek 54.000,00-CHF (İsviçre Frangı) "nin tahsil tarihi itibari ile 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunmuş ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ... AG"den almış olduğu 05/09/2000 tarihli hisse senedi ile bu şirketin ortağı olduğu, davacının davalıların haksız fiillerinin yani hata ve hileye yönelik eylemlerine ilişkin iddiasını yasal delillerle ispatlayamadığı gibi zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğu, davalı ...."nin, davacının parasını yatırdığı ... AG ile aynı çatı altında faaliyet gösteren şirket olup bağlantıları olduğu düşünülse bile sermaye şirketlerinde sermaye olarak şirkete verilenin geri istenemeyeceği, ... dışında kurulan yabancı şirket ile davacı şirket arasında hukuki bir irtibatın bilirkişilerce tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, yüksek kâr payı verilmek ve istenildiği zaman iade edilmek üzere kendilerinden para toplandığını, bu paraların davalı şirkete aktarıldığını, ... dışı şirket ile davalı şirket arasında bağlantı bulunduğunu ileri sürerek işbu davayı açmış olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ... AG"nin .... ile şirketler hukukuna özgü hiçbir ilişkisi mevcut bulunmadığı, sonradan yönetim kuruluna giren ... dışında herhangi bir yönetimsel bağlantının olmadığı, davacının iddiasını "... AG Taahütname" adlı belgeye dayandırdığı, söz konusu belgenin verilmesi ve şirkete ortak edilirken davalıların katkısının ispat edilemediği, yabancı ülkede kurulu bir şirket için davacının yabancı şirkette ortaklığının bulunup bulunmadığının dosyadaki belgelerden tespit edilemeyeceği, ... AG"nin ikraz sözleşmeleri karşılığında alacağını Türkiye"de mukim Yimpaş Grubu şirketlerinin hisselerini devralarak tahsil etmesinin ve Türkiye"de kurulu şirketlere iştirak etmesinin tek başına tüzel kişilik perdesinin bulunduğu ve davacının davalılar ile alacak ilişkisinin tespiti için yeterli olmadığı, hileye ilişkin iddiaların ise hak düşürücü süre nedeniyle dikkate alınamayacağı bildirilmiş, mahkemece de bu bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de, söz konusu bilirkişi raporunda, bu açıklamalar dışında aynı zamanda, yabancı devlet kurumu raporlarında Avrupa ülkelerinde toplanan fonların doğrudan Türkiye"ye aktarıldığı, kayıt dışı sermayenin Türkiye"deki Yimpaş hisseleri ile değiştirildiği, Yimpaş Grup AG"nin yatırım stratejisi bulunmadığı, şirket ortaklarının mali yatırımlar ile ilgili bilgi ve deneyimleri bulunmadığı, kar dağıtımı yapılmadığı, ... AG varlığının Türk Yimpaş Grubuna kredi vererek bilinçli olarak azaltıldığı, kredi ve iştiraklerin muhasebe defterine usulüne uygun kaydedilmediği açıklanmış olup bilirkişi heyetince yasal defter ve belgeler ile kredi sözleşmeleri ve ikraz sözleşmeleri incelendiğinde de ... AG ile ikraz sözleşmesi düzenleyen şirketlerin yüklendikleri borçları için herhangi bir geri ödemede bulunmadıkları, borçlarını hisse senetleri ile takas etmek suretiyle kapattıkları tespit edilmiştir.
Bu durumda, davalıların ... dışında kurulu şirket adına para toplayarak bu paraları Türkiye"deki ... şirketlere aktardıkları iddia olunup dava, organize haksız fiilden kaynaklanan alacak (istirdat) davası olduğuna ve gerek yabancı devlet kurumları raporları gerekse bilirkişi incelemesiyle ... AG ile Türkiye"de mukim Yimpaş Grubu şirketler arasında ikraz sözleşmeleriyle Türkiye"deki mukim ... şirketlere para akışı sağlandığı sabit olduğuna göre, artık bu aşamadan sonra davacının zararından davalıların haksız fiil hükümleri uyarınca sorumluluklarının bulunup bulunmadığı üzerinde durularak, haksız fiil, hile ve aldatma olgusunun tespiti yapılırken SPK, TBMM, MASAK raporları, davalı şirketin yöneticileri hakkındaki ceza dosyaları, bu dosyalardaki tanık beyanları da nazara alınarak, her bir davalının hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi ve davalıların zamanaşımı def"inin de buna göre değerlendirilmesi suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.