17. Hukuk Dairesi 2019/18 E. , 2019/11892 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, dava dışı ...’in davacı şirket nezdinde sağlık sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, sigortalının 23/10/2013 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeniyle davacının sigortalısına 24.590,93 TL ödediğini, trafik kazası nedeniyle ilgililere sunulan sağlık hizmeti bedelinden 6111 sayılı yasa gereğince davalı kurumun sorumlu olduğunu beyan ederek,fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 24.590,93 TL "nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davalı SGK yönünden dava dilekçesinin mahkmemizin görevsizliği nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü,maliki, zmss ile SGK’ya karşı açılan rücu davasında , davalı SGK yönünden tefrik kararı verildiği, diğer davalılar hakkında da husumetten red kararı verilerek temyiz edilmeden kesinleşmiş olduğu anlaşılmakta olup, Davalı SGK yönünden tefrik edilmeden görülmeye devam edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan bir şekilde tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru değilse de diğer davalılar yönünden verilen karar kesinleştiğinden bozma yapılmasında hukuki yarar görülmemekte olmasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderlerinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda, mahkemece davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin olduğu, adı geçen yasanın 101. maddesinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların İş Mahkemesinde görüleceğinin düzenlendiği, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların İş Mahkemesince görülmesi gerektiği ve dava konusu uyuşmazlığın da bu kapsamda olduğundan İş Mahkemesince sonuçlandırılması gerekeceğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine dair yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak Yargıtay"ın yerleşik içtihatlarına göre, sosyal güvenlik kurumunun taraf olduğu tüm davalarda ya da 5510 sayılı Yasadan kaynaklanan bütün hukuki uyuşmazlıklarda iş mahkemesinin görevli olduğunu düşünmek doğru olmadığı gibi 5510 sayılı Yasanın 67. maddesinde 6111 sayılı Yasanın 36. maddesi ile eklenen "Trafik kazası halleri" ibaresinden yola çıkarak iş mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varmak 5521 sayılı Yasanın 1. maddesi ile 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi karşısında mümkün değildir. Hal böyle olunca, dava konusu uyuşmazlığın 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca haksız fiile dayalı rücuen tazminat davası olduğu, 5521 sayılı Yasa uyarınca iş mahkemesinin görevine giren bir hukuki uyuşmazlık olmadığı ve davaya konu uyuşmazlık Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinden davanın Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekli göz önünde bulundurularak, davalı SGK vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı ... Otomotiv A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.