17. Hukuk Dairesi 2019/91 E. , 2019/11890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan davacının karıştığı trafik kazası neticesinde yaralandığını belirterek, HMK"nın 107. maddesine göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini 101.320,17 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 1.000,00 TL"sinin dava tarihinden (03/02/2014) itibaren 90.206,17 TL"sinin ıslah tarihinden (13/05/2015) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere toplam 91.206,17 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının ve tazminatın miktarının doğru biçimde belirlenmesi açısından, zarar görenin kaza anındaki gerçek gelir durumunun doğru biçimde saptanması büyük önem taşımaktadır.
Davacının, kaza tarihi itibariyle, sigortasız ... Pide Lahmacun fırınında pişirici olarak çalıştığını iddia edilmiş; bu hususun ispatı bakımından, emsal araştırması ve emniyet araştırması istenmiştir. Mahkeme tarafından hükme esas alınan 16/04/2015 tarihli aktüerya raporunda; emsal gelir araştırması kapsamında, Gaziantep Pideciler, Simitçiler, Yufkacılar Odasından gelen 03/03/2015 tarihli yazı cevabına göre, bir pide fırınında pişirici ustası olarak çalışan bir elemanın günlük yevmiyesi 70,00 TL olacağı bildirildiği gerekçesiyle, 2.100,00 TL"nin gerçek gelir olarak kabul edildiği ve asgari ücretin 3,18 katı üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Meslek Odasından gelen yazıda pişirici ustasının günlük alacağı miktar belirtilmiş olup, emniyet araştırmasında davacının ekmek fırınında işçi olarak çalıştığı belirtilmiştir. Dosya içerisinde davacıya ait ustalık belgesi de bulunmamaktadır. Buna göre, yapılan gelir araştırması yetersizdir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece; davacının, kaza tarihinde çalıştığı işyerinden yaptığı işi, aylık net gelirinin ne kadar olduğu ve işyerinin iş kapasitesinin ne kadar olduğu sorularak gerçek gelirin saptanması ve bu gelir üzerinden hesap yapılması için ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi; yapılan araştırmalar sonucu belgelere dayalı gelirin saptanamadığı durumda ise, davacının yaşı pişirici ustası olarak kabul edilebilir delillerle ispatı halinde asgari ücretin 2 katı üzerinde gelirinin olduğu kabul edilerek zararın belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK"nin 51. maddesi (818 sayılı BK"nin 43.) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.
Somut olayda, davaya konu soruşturma dosyasındaki davacının içinde bulunduğu aracın sürücüsü olan Mustafa Akıl’ın ifadesinde davacının arkadaşı olduğu, davacının ifadeside ise sürücünün akrabası olduğu, mezarlık ziyaretine gittiklerini beyan etmiştir.
Bu hususlar göz önüne alındığında, mahkemece, soruşturma aşamasındaki ve ceza dosyasındaki ifadeler dikkate alınarak ve nüfus kayıtları getirtilerek sürücü ile davacı yolcu arasındaki arkadaşlık mı yoksa akrabalık mı ilişkisi olduğu açıklığa kavuşturularak söz konusu taşımanın hatır taşıması olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususu tartışıldıktan sonra(kazanılmış haklar gözetilmek kaydıyla), hatır taşıması olduğu kanaatine varılırsa Dairemizin yerleşmiş içtihatları doğrultusunda %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken hatır taşıması olduğu kabul edilerek %10 oranında tazminattan indirim yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.