17. Hukuk Dairesi 2018/1457 E. , 2019/11884 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ..."ın Garanti Bankası"ndan 04.05.2010 ve 31.12.2010 tarihlerinde kullandığı krediler nedeniyle davalı tarafından hayat sigortası yapıldığını, söz konusu kredilerin 04.05.2010 tarihinde 80.000,00 TL teminat tutarlı uzun süreli kredi hayat sigorta poliçesi ve 23.02.2011 tarihinde 10.000,00 TL teminat tutarlı yıllık kredi hayat sigorta poliçesi ile davalı tarafından sigortalanmak suretiyle teminat altına alındığını, murisin 08.06.2011 tarihinde vefat ettiğini, kredi borcunun hayat sigorta poliçeleri tutarlarından ödenmesi için yapılan başvurunun, sigorta poliçesi düzenlenirken murisin ölüme neden olan hastalıklarını poliçe tanzimi sırasında kasten gizlediği gerekçesiyle reddedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL teminatın ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 12.02.2013 tarihinde harcını tamamlamak suretiyle talebini 82.042,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; muris ..."ın mirasçısı davacılar tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddine, asli müdahil-davacı bankanın davasının kabulü ile 82.042,00 TL"nin 05.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, hayat sigortalısının vefatı nedeniyle mirasçılarının sigortadan tazminat istemine ilişkindir.
Genel olarak hayat sigortalarında bir kimsenin hastalığı nihai olarak sigortacının taşıdığı rizikoyu arttıran bir husustur. Sigortacı bu durumda ya hiç sigorta sözleşmesi yapmamakta ya da daha ağır şartlarla sigorta sözleşmesi yapmaktadır. Davaya konu kredi hayat sigorta sözleşmelerinde asıl amaç sigorta ettirenin bir ihtiyacının karşılanması olmayıp, bankanın kredi verdiği kişinin ölüm nedeniyle krediyi geri ödeyememesi nedeniyle maruz kalacağı riskin teminat altına alınmasıdır.
Somut olayda, davacıların murisi ...’ın Garanti Bankası"ndan kullandığı krediler nedeniyle davalı tarafından hayat sigortası yapıldığı, murisin 04.05.2010 tarihinde ani solunum/dolaşım durması (kardiyopulmoner arrest) nedeniyle vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, genel cerrahi uzmanı doktor bilirkişi tarafından, müteveffanın bir takım rahatsızlıkları bulunsa dahi, obezite, hipertansiyon ve diyabet hastasında bu ölüm şeklinin meydana geleceğini söylemenin mümkün olmadığı, otopsi yapılarak iç organ değişimleri araştırılmadığından mevcut verilerle ölüm nedeni ve mekanizmasının kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Mahkemece yargılama sırasında bozma ilamımıza uyularak 01/02/2017 tarihli ATK raporunda da bozma ilamının gerekleri tam yerine getirilmemiştir. Buna göre, dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu"na (heyette Endokrin Uzmanı da bulunmak üzere) gönderilerek, dosya kapsamındaki tedavi belgeleri değerlendirilmek suretiyle, müteveffanın ölüm sebebinin sorulmadığı dikkate alınarak, müteveffa tarafından beyan edilmeyen obezite, hipertansiyon veya diyabet hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağının olup olmadığının kesin olarak tespiti yönünden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.