Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi  tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK.nun 134.maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece (ihalenin BK.nun 226.maddesinde yazılı) (satış ilanı tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedenleriyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir.
İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamasında;
1-İhaleye fesat karıştırılmış olması
2-Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler
3-İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler
4-Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklinde sıralanmıştır.
Somut olayda şikayetçi takibe konu ipoteğin süreli teminat ipoteği olduğunu, takibin usulüne uygun olmadığını, bu nedenle icra emrinin gönderilemeyeceğini belirterek ihalenin feshini istemiş, mahkemece, şikayetçiye usulune uygun olarak icra emrinin tebliğ edilmediği, böylelikle İİK 150/e"de düzenlenen ipoteğin paraya çevirme hakkının doğmadığı gerekçesiyle  ihalenin feshi isteminin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin bu yöndeki kabulü yukarıda açıklanan fesih nedenleri arasında bulunmamaktadır. Bu halde istemin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.  
Öte yandan,  İİK.nun 134/2. maddesinde ihalenin feshi talebi üzerine icra  mahkemesinin, talep tarihinden itibaren 20 gün içinde duruşma yapacağı ve taraflar gelmeseler bile icabeden kararı vereceği düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemece taraflar davet edilmeden, usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan evrak üstünde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.