Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Kambiyo senedine özgü yolla takipte şikayetçi bonadaki keşideci isminin kendi ismi olmadığını bu nedenle taraf sıfatının bulunmadığını beyanla, imzaya itiraz ederek mahkemeye başvurmuş, mahkemece  davacının husumet itirazının yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile talep kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 688/7. maddesinde, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için  senedi tanzim edenin imzasının bulunması yeterlidir. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan sözedilmiş olup, tanzim eden borçlunun ad ve soyadının bono metninde yer alması gerektiği hüküm altına alınmamıştır.
Bu nedenle somut olayda; takip dayanağı bonolarda keşidecinin adının M. K. A. olarak yazıldığı, takibin M.K.A. aleyhine yapıldığı, borçlu isminin  M. A.olduğu görülmüştür. Borçlunun  taraf sıfatı olmadığını beyan etmesi haricinde ayrıca açıkça imzaya da itiraz ettiği nazara alındığında, mahkemece yukarıda yasal dayanağı belirtildiği üzere sorumluluk için isim yanlışlığı, eksikliği önemli olmadığından, borçlunun imza örnekleri alınarak imza incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.