11. Hukuk Dairesi 2016/3020 E. , 2017/1692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/12/2015 tarih ve 2009/555-2015/889 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.03.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. ..., davalı vekili Av. ... ile ihbar olunanlardan asil ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin ortak olduğu davalı şirkete yabancı şirketin ortak olması nedeniyle şirket ana sözleşmede değişiklikler yapıldığını, bu değişikliklerle özellikle bundan sonra yapılacak sermaye arttırımlarının primli olarak gerçekleştirilmesine, hisselerin bağlı hale getirilmesine, pay devrinin özel koşula bağlanmasına, yabancı ortağa ve kemer hissedarı olan ortaklara yönetim ve denetim kurulunda temsil edilmelerine ilişkin sözleşmesel hak ve imtiyazlar tanındığını, kemer hissedarların paylarını muvaazalı bir şekilde ana sözleşmede öngörülen emredici koşullar yerine getirilmeksizin devrettiğini, 05/05/2009 tarihli genel kurul toplantı hazirun cetvelinin geçersiz hisse devir işlemlerine dayalı olarak düzenlendiğini, dolayısıyla geçerli pay oran ve tutarlarını yansıtmadığını, diğer ortaklar tarafından geçersiz hisse devrine ilişkin kullanılan oyların tüm kararların alınmasında etkili olduğunu ileri sürerek, 05/05/2009 tarihli ortaklar genel kurulunda alınan 2,3,4,5,6,7,8,9,10 nolu kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından hisse devirlerinin geçersiz olduğu ve hazirun cetvelinin gerçeği yansıtmadığı iddiası ile 05/05/2009 tarihli olağan ortaklar genel kurul toplantısında alınan kararların iptalinin talep edildiği, davalı şirketin esas sözleşmesinin 7. maddesinde payın devri halinde teklif etme yükünün belirli bir pay grubuna değil esas sözleşmede ismen sayılmış pay sahiplerine tanındığı, esas sözleşmenin 8/3 maddesine göre devreden hissedarın kemer hissedarlarından biri olması halinde devri ilk olarak diğer kemer hissedarlarına teklif etmekle yükümlü oldukları, bu maddenin tüzel kişiliğe ilişkin bir hüküm olmayıp doğrudan 7 maddede sayılan pay sahiplerinin şahıslarına tanınmış borçlar hukuku niteliğine sahip bir sözleşme olduğu, esas sözleşmenin 8.3 maddesinde düzenlenen teklifte bulunma yükümlülüğüne aykırı olarak gerçekleştirilen pay devrinin yaptırımının geçersizlik olmadığı, bu sebeple yapılan pay devirlerinin geçerli olduğu, davaya konu olan genel kurul toplantısına ilişkin düzenlenen hazirun cetvelinin gerçek pay durumu yansıtmadığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına her ne kadar gerekçeli kararda iki davacı olmasına rağmen davacı olarak sadece ..."un yazılmış olması doğru değil ise de bu durumun maddi hatadan kaynaklanmış olduğunun anlaşılmasına, yanlışlığın mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, anonim şirket genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir. Davacılar, genel kurulda alınan kararların geçersiz hisse devir sözleşmeleri sonucu kullanılan oyların kararların alınmasında etkili olduğunu ve alınan kararların objektif iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Ancak mahkemece davacının anonim şirket genel kurul toplantısında alınan kararların 6762 s. TTK 381. maddesinde öngörülen objektif iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı yönündeki iddiasına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu itibarla mahkemece, alınan kararların TTK"nın 381. maddesi uyarınca iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı değerlendirilip tartışılarak neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.