6. Ceza Dairesi 2015/4356 E. , 2016/2188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 19.06.2015 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Kendisine atanan zorunlu savunmandan haberi bulunmayan sanığın öğrenme tarihi itibari ile süresinde olan temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın diğer suç arkadaşı ile birlikte yakınana ait evin yerden yüksekliği 4,5 metre olan ve yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporuna göre şahsi çeviklik gerektirmeden çıkılması olanaklı bulunmadığı belirtilen ve dosyada mevcut resimlerden de bu nitelikte olduğu denetlenebilir yerden hırsızlık yapacakları sırada yakaladıklarının, yapılan keşif, bilirkişi raporu, rapor ile örtüşen olay mahalli resimleri, tanık ve yakınan beyanlarından anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nın 493/1,61.maddelerine uyan suçu oluşturduğu halde eylemin aynı yasanın 492/1. maddesi bağlamında değerlendirilmesi;
Somut olaya göre sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK"nın 493/1, 522/son, 61. maddelerine göre, 5237 sayılı TCK"nın aynı suça uyan 142/1-b, 143, 53, 116/1-4, 119/1-c, 62/1. maddeleriyle değerlendirme ve uygulama yapılarak her iki yasanın ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulaması suretiyle lehe yasanın saptanması gerekirken yazılı biçimde uygulama yapılması, usul ve yasaya aykırı ise de; uygulama açıkça sanık yararına olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildiği takdirde, kendi altsoyu üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK"nın 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, "Sanığın kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına" cümlesinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.