17. Hukuk Dairesi 2018/184 E. , 2019/11850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasına ilişkin, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti"nce verilen 03.11.2016 tarihli 2016/ihk-2909 sayılı karara karşı, davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi"ne yapılan istinaf başvurusu üzerine, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu ... plakalı otobüsle 19.04.2014 tarihinde gerçekleşen kaza sebebiyle %9.3 oranında malul kaldığını, Güvence Hesabına yapılan başvuru sonucunda davacıya 14.01.2014 tarihinde 28.087,00 TL ödeme yapıldığını ancak bu ödemenin yetersiz olması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 35.093,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile Güvence Hesabından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; ..."e velayeten davacı .../..."in isteminin kabulüne ve kabul edilen 53.294,88 TL tazminatın 22.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ... hesabından tahsili ile davacı .../..."e verilmesine karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince İtiraz Hakem Heyeti"ne itiraz edilmiş; Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından; İtiraz Hakem Heyeti kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Ancak işletenin 91. madde gereğince mali sorumluluk sigortası yaptırması gerektiği yönündeki bu düzenlemeye karşın yaptırmaması durumunda 3. kişilerin bedensel zararlarının karşılanması için ... kurulmuştur. ... Yönetmeliği"nin 9. maddesinde hesaba başvurulabilecek haller düzenlenmiş olup, düzenlemenin mefhumu muhalifinden bu haller dışında hesabı başvurulamayacağı anlaşılmaktadır.
Burada belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen ..."nın Yönetmeliğin 9. maddesinde düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de ..."nın sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
... Yönetmeliği"nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9. maddesi;
(1) Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;
a)(Değişik bend: 19/06/2009 - 27263 S.R.G Yön2.mad) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b)Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c)Zorunlu sigorta teminat limitleri ile sigorta poliçesinde belirtilen teminat arasındaki fark kadar ödenecek bedensel tazminat tutarları için,
ç)Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar için,
d)Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için başvurulabilir”. hükmünü içermekte olup, hesaba başvurulabilecek bu haller tahdidi olarak sayılmış olup, bu haller dışında sorumlu olmayacağı anlaşılmaktadır. Bu hükümle görüldüğü gibi tehlike sorumlusu ..."nın sorumluluk kapsamı işletenin neden olduğu üçüncü kişilerin bedensel zararlarıyla sınırlamış olup, bunun dışında işleten veya sürücünün eşinin, usul ve fürunun veya yakınlarına ilişkin bir sınırlama yoktur.
Şu haliyle, anılan kişilerin ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise ..."nın sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda teminat kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre; "Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder." Davalı ... kazaya karışan aracın ZMMS olmadığı için yasa ve yönetmelik uyarınca davalı durumundadır. Güvence Hesabının sorumluluğu ZMSS"nın kaza sırasında belirlenmiş limitleriyle sınırlıdır. Kaza tarihi olan 19.04.2014 tarihinde kişi başına limit 268.000.-TL, kaza başına limit otobüs için (18-30 koltuk)8.040.000.-TL (31 ve üstü) için 13.400.000.-TL belirlenmiştir.
Diğer taraftan K.T.K 96. maddesi hükmüne göre garameten ödeme ilkesi gereğince, bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını öngörülmektedir.
Zarar görenlerin birden fazla olması halinde, bunlar arasında eşitlik esasını dikkate alan bu ilkenin, zarar sigortası olan zorunlu mali mesuliyet sigortalarında da dikkate alınması gerekmektedir. Birden fazla kişi zarar görmüşse sigortacı, poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağından zarar gören üçüncü kişiler oranlama yoluyla (garameten-oranlı eşit paylaştırma esasına göre) tazminat isteyebileceklerdir.
Somut olayda, davalı ... sigortasız aracın sebebiyet verdiği aynı trafik kazasında zarar gören 29 kişinin aynı kaza sebebiyle kendilerine başvuruda bulunduklarını bildirmiştir.
KTK.nun 96. maddesi uyarınca garame hesabı yapılması gerektiği de açıktır. Mahkemece; bu yönde yapılan araştırma yeterli değildir. O halde, Mahkemece dava konusu kazayla ilgili olarak maddi tazminat teminatı kapsamında yapılan başka başvurular olup olmadığı, dava ya da davalar açılıp açılmadığı, sonuçlanıp sonuçlanmadıkları hususlarının araştırılarak, varsa ilgili hasar dosyaları ile ödeme dekont ve makbuzları, dava dosyaları vs getirtildikten sonra, poliçe hükümlerine göre kişi başı limit ve kaza başı limit aşılmadan hak sahipleri yönünden oranlama (garame) yapılarak yukarıda açıklanan hususlar hep birlikte tartışıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacı ... kaza tarihinde 9 yaşındadır. Davacının askerlik çağına geldiğinde askerlik vazifesinin zorunlu olduğu da dikkate alınarak askere gideceğinin ve bu dönemde hak sahiplerine herhangi bir gelirinin olmayacağından öncelikle davacının kazadan kaynaklanan %9,3 oranındaki maluliyetinin derecesi ve niteliğine göre, maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin (maluliyet raporu eklenerek yazılacak yazı ile) ilgili askerlik şubesinden sorulması; anılan maluliyetin askerliğe engel teşkil etmediğinin saptanması halinde, askerlikte geçireceği sürede gelir elde edemeyecek olan davacı için askerlik süresi dahil edilmeden hesaplama yapılması için, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
4-Kabule göre, Sigortacılık Yasası 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13)(Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT"nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5"i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2),(3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, Dairemizin karar örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.