Esas No: 2016/21072
Karar No: 2019/3044
Karar Tarihi: 07.03.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/21072 Esas 2019/3044 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ... Belediyesine büro ve kırtasiye malzemesi sattığını,iki adet fatura düzenlendiğini,bedelin ödenmemesi üzerine Kars 1. İcra Müdürlüğü"nün 2010/841 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, haksız ve dayanaksız olan borçlunun itirazının iptaline, icra takibinin devamına, %40"tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya konu malların ve faturaların teslim edilmediğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizin 30.01.2014 tarih, 2013/23438 esas 2014/2478 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine, Kars 1. İcra Müdürlüğü"nün 2010/841 Esas sayılı dosyaya yapmış olduğu itirazın kısmen kabulü ile, takibin 2.671,52 TL ve takip tarihinden itibaren yasal faizi üzerinden devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine, takibe konu alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, faturaya dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Her ne kadar mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın davacıya ait defter kayıtları ile ispatlandığı kanaatine varılarak kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; raporda lehe delil olarak kabul edilen davacı defterlerinin kapanış tasdiki yapılmamıştır. Usulüne uygun açılış ve kapanış tasdiki yapılmayan defterler sahibi lehine delil olamaz. Bu durumda ispat yükü faturadaki malları satıp davalı belediyeye teslim ettiğini ileri süren davacıdadır. Teslim hukuki bir işlem olup, ancak yazılı delille ispat edilebileceğinden, davacı faturada düzenlenen malların davalı belediyeye teslim ettiğini yazılı delil ile kanıtlaması gerekirken kanıtlayamamıştır. Ne var ki; davacı dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmıştır. Temyize konu olmayan 15/04/2008 tarihli fatura yönünden ticari defterleri mahkemeye sunamadığından yemin deliline başvurmuş, ancak mahkemece yemin edecek kişinin açıkça belli edilmediği gerekçesi ile talebi reddedilmiştir. HMK‘nın 232. maddesinde tüzel kişilerin yemini tüzel kişiyi temsile yetkili kişi tarafından eda edileceği düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, temyize konu 08/08/2007 tarihli fatura yönünden davacıya yemin delili hatırlatılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.