14. Hukuk Dairesi 2021/437 E. , 2021/1530 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mirasın reddinin iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 06.10.2020 gün ve 2016/17637 Esas - 2020/5875 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 618. maddesinde düzenlenen mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir.
Davacı idare vekili, davalı tarafından mirasın gerçek reddi istemiyle açılan dava sonucunda Çarşamba Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.01.2014 tarihli ve 2013/1303 Esas, 2014/166 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini, ancak davalının mirasını reddettiği ölü babası ..."ın vergi borcunun bulunduğunu, bu nedenle murisinden davalıya intikal edecek taşınmazlardaki miras hissesi üzerine haciz konulduğunu, davalının ise kamu alacağının tahsilini imkansız kılmak kastıyla mirası reddettiğini ileri sürerek mirasın reddinin iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili duruşmadaki beyanında, mirasın reddi talebinin haciz işlemlerinden önce yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muris ..."ın 22.11.2013 tarihinde vefat ettiği, mirasçısı olan davalının ise 02.12.2013 tarihinde sulh hukuk mahkemesine verdiği dilekçe ile mirası kayıtsız şartsız reddettiğini bildirdiği, bu beyanın sulh hukuk mahkemesince 30.01.2014 tarihinde tutanağa geçirilmekle beyan tarihinden itibaren sonuç doğurduğu, eldeki davanın ise TMK"nın 617. maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 11.02.2015 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece, 20.07.2016 tarihli ek karar ile yasal temyiz süresinin geçtiğinden bahisle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilince bu kez temyiz isteminin reddine dair verilen ek kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 06.10.2020 tarihli 2016/17637 Esas, 2020/5875 Karar sayılı ilamı ile özetle; gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğine ilişkin işlemlerin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde yapılmadığından usulsüz olup davacı vekilinin temyiz talebinin süresinde olduğu gerekçesiyle mahkemenin 28.09.2015 tarihli kesinleşme şerhinin ve temyiz isteminin reddine dair 20.07.2016 tarihli ek kararın kaldırılmasına; davacı vekilinin hükmün esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğundan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Onama kararına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Davacı ... Başkanlığı, davalının murisi ..."ın alacaklısıdır. Kanun koyucu murisin alacaklılarına, mirasçıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespiti davası açma imkanı tanımıştır. Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar (TMK m. 618 f.I). Murisin alacaklılarının korunması, belirtilen koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Bunun için miras açılmış olmalı, ödemeden aciz bir muris bulunmalı, miras süresinde reddedilmelidir. Reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır. Mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davası tüm mirasçılara yöneltilmelidir. Bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi değildir. Mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli olabileceği gibi resmen tespit edilmiş de olabilir. Borç, mirasbırakana ait olmalıdır. Miras bırakanın ödemeden aczi her türlü delille ispatlanabilir. İspat yükü davacıdadır. Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir (TMK m 575).
4721 sayılı TMK"nin 618. maddesi kapsamında murisin alacaklılarının açmış olduğu mirasın reddinin iptali davasında, aynı kanunun 617. maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; murisin mirasçılık belgesinde ismi geçen mirasçı ... 02.12.2013 tarihinde hasımsız olarak mirasın gerçek reddini talep etmiş ve mahkemece, 30.01.2014 tarihinde mirasın gerçek reddine karar verilerek hüküm, 10.11.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı idarenin borçlusu, murisin mirasçısı veya mirasçıları olmayıp murisin kendisi olduğundan, bu dava türünde 4721 sayılı TMK"nin 617. maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü sürenin uygulanması mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece, işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, 4721 sayılı TMK"nin 617/1 maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmekte ise de maddi hata sonucu Dairemizin bir önceki ilamı ile sehven onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 06.10.2020 tarihli 2016/17637 Esas, 2020/5875 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına; açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 06.10.2020 tarihli 2016/17637 Esas - 2020/5875 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 04.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.