8. Hukuk Dairesi 2018/10086 E. , 2021/896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazı ... Satış Memurluğu tarafından yapılan ihale sonucu satın alındığını, taşınmaz üzerinde bulunan inşai ve zirai muhdesatın davalı tarafından meydana getirildiğini, muhdesat tespiti hususunda davalı tarafından müvekkili aleyhine açılan davanın davalı lehine sonuçlandığını öne sürerek Mahkemece inşai ve zirai muhdesatın değerlerinin tespiti ile tespit edilecek bedelin müvekkilince ödenmesi şartı ile davalının elatmasının önlenmesine ve taşınmazın müvekkiline teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, duruşmada alınan beyanında, taşınmaz üzerinde yer alan muhdesatın müvekkiline ait olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davalının murisinin rızası ile yaptığı muhdesat bulunduğu, ancak davacının taşınmazı ortaklığın giderilmesi davası sonucu yapılan ihale ile satın aldığı, malikin taşınmaz üzerindeki muhdesat bedellerini iyi niyetli sahiplerine vermekle birlikte arzı kullanmasına engel olan şahısların müdahalelerinin men"ini talep edebileceği gerekçesi ile davanın kabulü ile davalının müdahalesinin menine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, arsa niteliğindeki çekişmeli 1 parsel sayılı taşınmazın, 373/2400 ve 1120/2400 hissesinin 30.12.2005 tarihinde imar nedeni ile dava dışı ... ve ... adına, 907/2400 hissesinin ise 26.04.2004 tarihinde hükmen davalının murisi ... adına tescil edildiği, anılan paydaşlar arasında görülen dava sonucunda taşınmazdaki ortaklığını satış sureti ile giderilmesine karar verildiği, Satış Memurluğunca yapılan ihale uyarınca taşınmazın öncesinde paydaş olmayan davacı adına tescil edildiği, davalının eldeki dava tarihinden önce davacı aleyhine açtığı dava ile terditli olarak tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde muhdesat tespiti isteminde bulunduğu, davacının yargılama esnasında muhdesatın davalı tarafından meydana getirildiğini kabul ettiği, bunun üzerine Mahkemece muhdesat tespiti yönünden davanın kabulüne karar verildiği, anılan hükmün eldeki davanın karar tarihinden önce kesinleştiği anlaşılmıştır.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bilindiği üzere; 01.10.2011 tarihinde yürülüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26/1. maddesinde ""hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. ""hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde ve 11.02.2016 tarihli kısa karar duruşmasında muhdesat bedelini ödemeye hazır olduklarını, Mahkemece depo kararı verilmesini talep ettiklerini, bedelin müvekkilince ödenmesi karşılığında davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesini talep etmesine rağmen, Mahkemece bedel depo edilmeksizin elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.