Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9900
Karar No: 2018/8623
Karar Tarihi: 05.12.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9900 Esas 2018/8623 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalılar ve murisleri arasında yapılan bir satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak bahçe ve kargir ev vasfındaki taşınmazın 1/4 payının müvekkiline satılmasının vad edildiğini ancak satıcıların yükümlülüklerini yerine getirmediklerini iddia ederek sözleşmenin iptalini ve tescilini talep etmiştir. Mahkeme, sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda, satış vaadi sözleşmelerinin noter önünde düzenlenmesi gerektiği ve taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde açılabilecek davalar olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, taşınmazdaki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürüldüğünde sözleşmenin ifa olanağı doğacağından yeniden dava açılabileceği belirtilmiştir. Mahkemece, yasal mirasçılar tarafından açılan davada avukatlık ücreti konusunda yanlış hükme varıldığı ve düzeltme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 29, 237, Türk Medeni Kanunu madde 706, 716, Noterlik Kanunu madde 89.
14. Hukuk Dairesi         2016/9900 E.  ,  2018/8623 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.05.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkili ile davalılar ..., ... ve ... ile diğer davalıların murisi ... arasında noterde yapılan 20.08.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalıların müşterek murisi ..."ndan kendilerine intikal edecek 136 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın 3. katında bulunan dairedeki hak ve hisselerinin tamamını müvekkiline satmayı vadettiklerini, satış bedelinin nakden ve peşinen ödenmiş olup dava konusu 1.047,08 m2 yüzölçümlü bahçe ve kargir ev vasfındaki taşınmazın 509,20 m2"lik kısmı için ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.01.2013 tarihli 2012/1047 Esas, 2013/48 sayılı Kararıyla acele el koyma kararı verildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazda davalılara ait payların iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Davalılar ..., ... ve ..., davayı kabul etmiş; diğer davalılar ... ve ... ise taşınmaz kamulaştırıldığından sözleşmenin ifa olanağı kalmadığı gibi davacının talebi doğrultusunda kendi paylarına düşen 16.000,00TL"yi davacıya ödediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, satış vaadi alacaklısı davacının elbirliği mülkiyetine dahil olmadığından dava konusu taşınmazda 1/4 payın maliki muris ..."nun terekesi paylı mülkiyete dönüştürülmediği sürece sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığı ve bir kısım davalıların kabulünün sonuç doğurmayacağı, ayrıca davacının tazminat talebinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; reddi gerekmiştir.
    2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı ... iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    Somut olayda, dava konusu 136 ada 10 parsel sayılı taşınmazda, davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesinde mülkiyeti nakil borcunu yüklenen davalıların müstakil payının bulunmayıp taşınmazın 1/4 payının davalıların kök murisi ..., 3/4 payının ise yine davalıların müşterek murisi olan ... adına kayıtlı olduğu ... kaydından anlaşılmaktadır. Taşınmazın satış vaadi sözleşmesine konu 1/4 payının kök muris adına kayıtlı bulunması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin bu aşamada ifa olanağı bulunmamaktadır. Ne var ki; taşınmazdaki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürüldüğünde sözleşmenin ifa olanağı doğacağından davacı tarafından yeniden dava açılabilir. Dava, sözleşmenin ifa olanağı doğduğunda her zaman açılabileceğinden mahkemece, yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı ... yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
    Öte yandan, davacı ... yargılama sırasında ölmüş olup davaya yasal mirasçıları olan ..., ..., ... ve ...aynı vekile vekaletname vermek suretiyle devam etmişlerdir. Mahkemece, gerekçeli karar başlığında davacı olarak adı geçen yasal mirasçıların gösterilmesi gerekirken ölü kişinin davacı olarak gösterilmesi doğru görülmemiş ise de bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nin 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle karar başlığında davacı olarak gösterilen "..." isminin kaldırılarak yerine davacılar olarak "..., ..., ... ve ..." isimlerinin yazılmasına; hükmün 5. bendinde yer alan "13.600,00TL nispi" rakam ve sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine "1.500,00TL maktu" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi