4. Hukuk Dairesi 2015/6207 E. , 2016/5368 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı .... vekili Avukat ..... tarafından, davalı .... aleyhine 13/12/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, haksız şikayet nedeniyle kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, yedi yıldan beri davalının evinde temizlik işleri yaptığını, kızının rahatsızlığı nedeniyle işten ayrıldığını, ancak davalının 02/12/2013 tarihinde altınlarının kasadan çalındığı gerekçesiyle kendisinden şikayetçi olduğunu, hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından takipsizlik kararı verildiğini, davalının şikayeti nedeniyle hırsızlık suçu ile damgalandığını, yaşamının olumsuz etkilendiğini belirterek haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının şikayet hakkını kötüye kullandığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Kanun"un 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dava konusu olayın tarihi, olayın gelişim şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat fazladır. Daha uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
b) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1. maddesinde, ""Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."" denilmektedir.
Davacı, dava dilekçesinde faiz isteminde bulunmadığı halde, mahkemece talep aşılarak hüküm altına alınan tazminata davalı aleyhine dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiş olması yerinde görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a,b) no"lu bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.