12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/1041 Karar No: 2012/17889
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/1041 Esas 2012/17889 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/1041 E. , 2012/17889 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Söke İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 05/12/2011 NUMARASI : 2009/48-2011/363
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Zira, evini kendi iradesi ile ipotek eden borçlunun artık ona ihtiyacı olmadığı kabul edilmelidir. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, taşınmaz kaydına 13.05.2008 tarihinde haciz uygulanmış olduğu ve bu tarihte taşınmaz üzerinde Halk Bankası lehine 16.03.2006 tarihli ve 2182 yevmiyeli ipoteğin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan İ.İ.K.’nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince , borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 18.10.2011 tarihli bilirkişi raporunda “ ...zemin kat 1 no’lu bağımsız bölümün arsa payı dahil toplam değerinin 51.245,80 TL “ olduğu ve şikayetçinin haline münasip olduğunun belirtildiği görülmektedir. O halde Mahkemece; Halk Bankası lehine verilen ipoteğin tapudan mahiyeti belirlenip zorunlu ipotek olup olmadığı tespit edilmeli, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, borçlunun Söke ilçesinin daha mütevazi bir semtinde haline münasip evi alabileceği değer bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle yukarıdaki kurallara göre belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.