3. Hukuk Dairesi 2016/19219 E. , 2018/5529 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalının Vakıflar Genel Müdürlüğünün kadrolu avukatı olduğunu, davacı kurum lehine sonuçlanan dava ve icra takiplerinden dolayı karşı taraftan tahsil edilerek emanet hesaplarına yatırılan avukat ücretlerinden, davalıya yasaların belirlediği limitlerin üstünde yersiz ödeme yapıldığını ileri sürerek fazla ödendiği tespit edilen 18.037,73 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; davanın öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle, kabul edilmezse esastan reddini istemiştir.Mahkemece BK.md.66 gereğince bir yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 27.02.2012 günlü 2011/22198-2012/4752 sayılı kararı ile özetle; "...dava açmak üzere emir vermeye yetkili Genel Müdürlüğün durumu 16/01/2009 tarihinde öğrendiği ve zamanaşımının bu tarihte başladığı ileri sürüldüğüne göre, bu husus araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, itibar edilmeyen gerekçeler ile zamanaşımının 2003 yılında başladığının kabulü doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının dava tarihi öncesinde davalı yana gönderdiği ihtarla davalının 01.04.2009 tarihinde temürrüde düştüğü ve bu tarihten itibaren yasal faiz talep etmesi gerektiği, yargılama devam ederken davalı hak edişlerinden, davacı kurum tarafından kesilen ve bilirkişice belirlenen 05.12.2010 tarihli 6.003,94 TL, 24.03.2011 tarihli 6.508,84 TL, 02.01.2012 tarihli 2.519,96 TL"lik toplam 15.032,74 TL toplam ödeme olduğu ve bu ödemelerin icra müdürlüğünce ödeme tarihleri itibariyle infazda dikkate alınacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 15.032,74 TL"nin temerrüt tarihi 01.04.2009 tarihinden itibaren işbu miktara değişken oranda yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, yargılama devam ederken davalı hakedişlerinden davacı kurum tarafından kesilen ve bilirkişice belirlenen 15.032,74.TL’nin her yıl için (2010-2011-2012) mahsubun gerçekleştiği tarihler itibariyle, icra müdürlüğünce infazda dikkate alınarak alacaktan mahsup edilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.
HMK 297. maddesi hükmü gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taraflardan her biri hakkında verilen hükümde, taraflarca yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve noterlik prensibinin gereğidir. Aleni hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı olan kişi kurumların mağduryetlerine sebebiyet vererek ve kamu düzeni barışını olumsuz yönde etkileyecektir.(HMK 2007/14-778 E. 2007/611 K.)
2- Somut olayda, yargılama sırasında davacının, alacağın 6003,94 TL’sinin 5.2.2010 tarihinde, 6508,84 TL’sinin 24.03.2011 tarihinde ve 4003,91 TL’sinin 02.01.2012 tarihinde davalının sonraki tarihli hakedişlerinden mahsup edildiğini ve bu miktarlar düşüldükten sonra kalan 3004,99 TL üzerinden davanın kabul edilmesini talep ettiği, davalıya 15 günlük mehil içeren ihtarnamenin 16.03.2009 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.Davaya konu edilen alacak 15.032,74 TL limit aşımı avukatlık ücreti ve 3.004,99 TL vergiden ibaret olup, yargılama aşamasında 15.032,74 TL"nin davalının sonradan doğan vekalet ücretlerinden mahsup edildiği, buna göre bu alacak kalemi yönünden davanın konusuz kaldığı, oysa mahkemece davalının sonraki tarihli hakedişlerinden hesaplanan alacağından mahsup işlemi yapıldığı gözetilmeden anılı alacağın icra müdürlüğü tarafından infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği belirtilerek hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.Ne var ki, yargılama sırasında tahsil edilmiş olan alacak kalemleri yönünden, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, buna bağlı olarak konusuz kalan alacak kalemine ihtarnamede yer alan 15 günlük mehlin bittiği temerrüt tarihinden mahsup tarihlerine kadar işlemiş yasal faizin, hüküm yerinde açık, anlaşılır ve infaza elverişli şekilde gösterilerek davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.