11. Hukuk Dairesi 2015/13764 E. , 2017/1654 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/09/2015 tarih ve 2015/434-2015/665 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Şirket"te % 38,5 oranında pay sahibi olduğunu, şirket yönetiminde bulunmayan müvekkilinin 16/04/2015 tarihli 2014 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda 2, 3 ve 5 no"lu gündem maddeleri bağlamında Yasa"ya uygun olarak şirketin işleyişi, faaliyeti, mali ve finansal tabloları hakkında bilgi alma ve inceleme talebinde bulunduğunu, ancak taleplerinin bir kısmının bilgi verme yükümlüleri tarafından baştan savma beyanlarla geçiştirildiğini, bir kısım taleplerinin ise açıkça reddedildiğini, muhalefetin genel kurul tutanağına şerh edildiğini ileri sürerek somut sorularına bağlı olarak inceleme talep ettikleri hususlarda davalı Şirket"in mali tabloları ile şirket mizanı da dahil olmak üzere ilgili tüm ticari defter ve kayıtları üzerinde TTK m. 437/4 uyarınca soruların cevaplarını içeren kısımları itibariyle inceleme yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, yönetim kurulunun 2015 yılı finansal ve profesyonel hedeflerinin açıklanmasına ilişkin bilgi isteminin ticari sır niteliğinde bulunduğundan ayrıntılı cevaplanmamasının TTK m. 437/3’e uygun olduğu, mali tablolardaki dipnotların ve ek mali tabloların ise genel kurul tutanağında belirtildiği gibi noter kanalıyla davacı pay sahibine gönderildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz isteminin reddine dair verilen 29.09.2015 tarihli ek kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, 29/09/2015 tarihli ek mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan 29/09/2015 tarihli ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20.03.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY
6102 sayılı TTK 437/5 maddesinde "Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir. " hükmü getirilmiştir.
Madde gerekçesinde de "bilgi alma ve inceleme haklarının pay sahibine tanınan dava hakkı ile güçlendirildiği, pay sahibinin sadece açık bir red halinde değil, taleplerinin cevapsız bırakılması veya cevabın ertelenmesi durumunda da hem bilgi alma hemde inceleme hakkını bir mahkeme kararı ile başarıya ulaştırılabileceği, talebin cevapsız bırakılmasının yetersiz hesap verme ilkesine uymayan cevapları da kapsayacağı, beşinci fıkranın mahkeme kararının hızla verilmesini sağlamaya ve temyizi de kısa sürede sonuçlandırmaya yönelik hükümleri de içerdiği" öngörülmüştür.
Madde metninde mahkemenin davayı kabul kararından söz edildiği ve bu kararın içeriğinin ne olabileceğine ilişkin cümleden sonra kararın kesin olduğu yönünde bir hüküm sevk edilmek suretiyle talebin kabulüne ilişkin mahkeme kararının kesin olduğu, yoksa talebin reddine ilişkin kararın kesin kabul edilmesi yönünde bir iradenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. (Prof. Dr. Oğuz Atalay Anonim Şirketlerde Bilgi Alma ve İnceleme Haklarının Mahkeme Aracılığı ile Kullanılması sh. 75)
Kararın kesin olması halinin, mahkemece davanın kabulü yönünde verilecek karara münhasır bulunmasına göre bu konuda açılan davada kabul dışında başkaca bir karar verilmesi halinde de kararın kesinliğinden söz edilmesi, T.C. Anayasası"nın 36. maddesin de ifade edilen adil yargılama ve hukuki güvenlik hakkının ihlali sonucunu doğurabilecektir.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemece davanın reddine karar verildiğinden, verilen karar niteliği itibariyle temyizi kabil bir karardır.
Açıklanan nedenle yerel mahkeme kararının esasının incelenerek sonucuna göre dairece karar ittihazı gerekirken yazılı şekilde temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.