1. Hukuk Dairesi 2014/18068 E. , 2015/1792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2014
NUMARASI : 2014/200-2014/370
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve alacak davası sonunda, yerel mahkemece asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.02.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Hakan Sadıkoğlu ile diğer temyiz eden davalı H.. K.. ve vekili Avukat M. A.. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine, karşı dava ise sözleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında mahkemece, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karşı davada ise, asıl alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, cezai şart bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, mahkemelerce verilen kararların 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/2. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2.) maddesinde belirtildiği üzere, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması zorunludur.
Somut olayda ise; mahkemece, açıklanan hükümlere uygun bir karar verildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki, mahkemece asıl ve karşı dava bakımından son verilen hüküm bozulmuş, bozma ilamına da mahkemece uyulmuş bulunduğuna göre bozma ilamına uygun ve infazı kabil karar verilmesi gerektiği açıktır.
Öte yandan; dosya kapsamı ile mahkemenin ikinci kararından sonra 28.01.2013 tarihinde davalı Hüseyin’in davacıya gönderdiği ihtarname doğrultusunda çekişme konusu taşınmazı boşalttığı, 20.04.2013 tarihli tutanak ile de, anılan taşınmazın anahtarını davacı Azize vekiline teslim ettiği sabittir.
Öyle ise, asıl davada, yargılama sırasında dava konusu taşınmaz davalı Hüseyin tarafından davacı Azize’ye teslim edilmiş olmakla elatmanın önlenmesi isteği konusuz kaldığından bu gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisil isteğinin de feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.
Karşı davada ise; hükmüne uyulan daire bozma ilamında açıklandığı üzere, karşı dava bakımından davaya konu sözleşmenin davacı-karşı davalı Azize"nin eli ürünü olduğu, hukuken geçerliliğini koruduğu benimsenerek alacağın ve cezai şartın tahsiline karar verilmesi gerektiği açıktır.
Hâl böyle olunca; asıl davada, elatmanın önlenmesi isteği konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisil isteğinin de feragat nedeni ile reddine, karşı davada ise, önceki hükümleri temyiz edenlerin sıfatı ve bozma ilamları içerikleri değerlendirilerek, taraflar arasında düzenlenen 17/04/1999 tarihli sözleşmede belirlenen alacağın 80.000,00 USD olduğu ve bu miktarın Türk Lirası karşılığının faizi ile birlikte ve 10.000 TL. cezai şartın da karşı dava tarihi olan 04/01/2007 tarihinden itibaren faizi ile birlikte karşı davanın davalısı A.. Ü.."den alınarak karşı davanın davacısı H.. K.."ya verilmesi yönünde hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacı ve davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflar vekilleri için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.