Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17475
Karar No: 2015/1790
Karar Tarihi: 10.02.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/17475 Esas 2015/1790 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/17475 E.  ,  2015/1790 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 08/10/2013
    NUMARASI : 2010/1828-2013/549

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.02.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Z. H.. ile temyiz edilen davalı R.. A.. vekili Avukat A.S.. geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edilen dahili davalı P.. A.. gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı, S.S. A... Yapı Kooperatifindeki 5. Blok, 53 nolu daireye isabet eden ortaklık payının babası vekil M. A.. tarafından vekâlet görevi kötüye kullanılarak kardeşi davalı Haluk’a, ondan da Haluk"un eşi davalı Rania’ya satış suretiyle temlik edildiğini, kendisine satış bedeli ödenmediğini, daireyi tasarruf eden davalıların kira geliri elde ettiklerini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı taktirde tespit edilecek taşınmaz bedelinin ve haksız kullanım karşılığı ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, dava konusu taşınmazın usûlüne uygun olarak devrinin yapıldığını, iddiaların doğru olmadığını, davacının baştan beri davalı Haluk’a ya da onun uygun göreceği kişiye devir yapılacağını bildiğini, vekil murisin çocukları arasında denkleştirme işlemi yaptığını, uzun süredir yeri tasarruf ettiklerini, ecrimisil isteğinin koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, dava konusu kooperatif payının geçerli bir vekâletnameye istinaden davalı Haluk’a devredildiği, kooperatifin ferdileşmesi sonucunda çekişme konusu taşınmazın anılan davalı adına tescil edildiği, ondan da, davalı Rania’ya satış suretiyle devredildiği, temlikin vekâlet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştiği iddiasının sabit olmadığı, ecrimisil isteğinin de yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının S.S. A..Konut Yapı Kooperatifinde kendisine tahsis edilen 5. Blok, 53 nolu dairenin ortaklık payını ve bu kooperatifteki hak ve hisselerini H.. A.. veya 3. şahıslara satma yetkisini mirasbırakan M. A..’ya 08.04.2002 tarihli vekâletname ile verdiği, kooperatif aidat ödemelerinin 1994 yılından itibaren davacı adına yapıldığı, kooperatifin 44 nolu üyesi olan davacının ortaklık payının devrine dair sözleşmenin dosya içinde bulunmadığı, ancak, kooperatifin 23.05.2003 tarihli yazısına istinaden 27.05.2003 tarihli tescil istem belgesi ile 664 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 5. Blok, 53 nolu bağımsız bölümün kooperatif üyesi davalı Haluk adına tahsisen tescil edildiği, ondan da 25.10.2007 tarihli akitle davalı Rania’ya satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; Borçlar Kanununun temsil ve vekâlet akdini düzenleyen hükümlerine göre, vekâlet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun (BK) 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir (TBK"nin 504/1. maddesi). Sözleşmede vekâletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekâlet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekâlet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olayda ise, yukarıda açıklandığı şekilde hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Şöyle ki, dava konusu edilen taşınmazın davalı Haluk’a tesciline konu kooperatif kayıtları tam olarak temin edilmemiş, vekil M. A..’nın hangi miktar üzerinden ne zaman ortaklık payının devri için kooperatife müracaat ettiği tespit edilmemiş, yine o tarihe kadar ne kadar aidat ödendiği, borcun kalıp kalmadığı belirlenmemiş, kooperatif ortaklık payının devrine ilişkin sözleşme dosya içine alınmamıştır.
    Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular uyarınca gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, dava konusu edilen taşınmaza ilişkin kooperatif kayıtlarının eksiksiz olarak temin edilmesi, davacının vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası bakımından yapılan devirlere ilişkin olarak tanıkların yeniden beyanlarının alınması, açıklanan ilkeler gereğince zararlandırma kastıyla işlemin yapılıp yapılmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucunda noksan soruşturmayla yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi