1. Hukuk Dairesi 2014/20918 E. , 2015/1789 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FETHİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2013
NUMARASI : 2012/479-2013/1092
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.02.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar S.. K.. v.d. vekili Avukat H. T.. geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı C.. K.. vekili Avukat, davacı E... Elektrometalurji A.Ş. Genel Müdürlüğü vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, kayden paydaşı olduğu 180 ada 5 parsel sayılı taşınmazı davalıların bina ve ekim yapmak suretiyle işgal ettiklerini, aleyhine muhtesatın aidiyetinin tespiti için dava açtıklarını, kayıtla ilgisi olmayan davalıların taşınmazı kullanımlarının haksız olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 22.08.2005 - 22.08.2008 tarihleri arasındaki dönem için her bir davalıdan 5.120,00’er TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cihangir, dava konusu taşınmazda 1979 yılında satış vaadi sözleşmesi ile pay satın aldığını, iyiniyetle bina yaptığını, uzun süredir taşınmazın zilyedi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar da davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı davalıların yapılanmak suretiyle haksız kullandıkları, davacının payına isabet eden ecrimisilin hüküm altına alınması gerektiğinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; çekişme konusu 180 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davacı ve dava dışı Maliye Hazinesinin paydaş oldukları, taşınmazın öncesinin de 01.12.1967 tarihinde Etibank Üçköprü Maden İşleri Müessese Müdürlüğü adına hükmen tescil edildiği, davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı, haricen edindikleri taşınmazı yapılanmak suretiyle ve Hazineye ecrimisil ödeyerek kullandıkları görülmektedir.
Öte yandan; davalıların Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/637 Esasında kayıtlı dava dosyasında, dava konusu taşınmazdaki binaları nedeniyle muhtesatın aidiyetinin tespiti isteğiyle dava açtıkları, o davada karşı dava olarak davacının elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunduğu, karşı davanın 28.06.2012 tarihinde tefriki suretiyle eldeki davanın ayrı bir esasa kaydının yapıldığı ne var ki, davaya ilişkin bir çok belge ve davalı delillerinin o dosya içinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.
Diğer taraftan, bilindiği ve gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
Öte yandan, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK"nın 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda, yukarıda açıklanan dosya kapsamına göre, davacının, TMK"nun 683. maddesi gereğince mülkiyet hakkına dayalı olarak eldeki davayı açtığı, davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın dava tarihine kadar yapılanmak suretiyle taşınmazı kullandıkları, yargılama sırasında davalılara ait binaların yıkılmak suretiyle 25.07.2013 tarihinde icra marifetiyle binaların tahliye edildiği sabittir.
Öyleyse, mahkemece, davalıların kayıtla ilgisi olmayan üçüncü kişiler oldukları, intifadan mene gerek bulunmadığı gözetilerek ecrimisilin hüküm altına alınması kural olarak doğrudur. Davalıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacının temyiz itirazları ile davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; yukarıda açıklanan ilke ve olgular ile dosya kapsamı gözetildiğinde, eldeki davada usûlüne uygun bir ecrimisil hesabı yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmadığı gibi, davaya etkisi olacak bir çok belge, davalı delilleri ile bilirkişi raporlarının bir kısmının muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin dava dosyası içinde kaldığı görülmektedir.
Hâl böyle olunca; davalıların muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğiyle açtıkları (eldeki davanın tefrik edildiği) Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/637 Esas sayılı dava dosyasının temini ile, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda taşınmazın niteliği de gözetilerek davacının istediği dönemler için usulüne uygun ecrimisil hesabının yaptırılması, her iki dosyadaki deliller birlikte dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre ecrimisile hükmedilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek ve yeterli olmayan emlakçı bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalılar vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenlerden alınmasına, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.