6. Ceza Dairesi 2016/3197 E. , 2016/2134 K.
"İçtihat Metni" Yağma suçundan sanık ...’nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 497/2, 59/2, 31 ve 33. maddeleri uyarınca 16 sene 8 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin 18/07/2001 tarihli ve 2001/101-193 sayılı kararının, Dairemizin 27/02/2002 tarihli ve 2001/15428 Esas, 2002/2267 Karar sayılı ilamı ile sanıkların eylemlerinin iki ayrı yağma suçunu oluşturduğu eleştirisi yapılıp onanmasını müteakip; cezanın infazı sırasında, hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu gereğince yapılan uyarlama yargılaması sonucunda sanığın, lehe olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 149/1-a-c, 53 ve 62/1. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı aynı mahkemenin 21/03/2006 tarihli ve 2006/30-163 sayılı kararı, kanun yararına bozmanın ancak Yargıtay incelemesinden geçmeksizin kesinleşen hükümler hakkında yapılabileceği, bu nedenle mahkemenin 12/02/2009 tarihli uyarlama kararının kesinleşmesi için hükmün sanığa tebliğinin gerektiğine ilişkin Dairemizin 04/06/2015 tarih, 2015/525 Esas ve 2015/41128 Karar sayılı kararı uyarınca hükmün sanığa 14/08/2015 tarihinde usulunü uygun bir şekilde tebliğ edildiği, ancak hükümlünün ilgili kararı temyiz etmediği, bu nedenle hükmün kesinleştiğinden bahisle ... Bakanlığının 26/01/2016 gün ve 2014/2296/7957 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/02/2016 gün ve KYB/2016/42980 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 02/03/2016 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan Yazıda;
5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesine göre, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin somut olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirleneceği; kazanılmış hakkın, suçun nitelendirilmesinin yapılmasında ve sanık hakkında uygulanan yasa maddeleri yönünden olmayıp, 18/07/2001 günlü ilk hükümdeki 16 yıl 8 ay ağır hapsin ceza süresi bakımından söz konusu olduğu, yakınanlar Tea ve Natali’nin para, cep telefonu ve ziynet eşyasının zorla alınması şeklindeki eylemlerinden dolayı hükümlü hakkında yakınan sayısınca ayrı ayrı yağma suçundan hükümlülük kararı verilmesi yerine, tek suç kabulü ile yazılı biçimde uygulama yapılmasında isabet görülmemiş olduğu bahisle 5271 sayılı CMK"nın 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması Dairemizden istenilmekle;
Dairemizin 04/06/2015 tarih, 2015/525 Esas ve 2015/41128 Karar sayılı ilamı da dikkate alınarak, anılan uyarlama kararının usulüne uygun olarak sanığa tebliğ edildiği ve bu suretle infaza konu hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşılması karşısında;
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
Yakınanlar ... ’nin para, cep telefonu ve ziynet eşyasının zorla alınması şeklindeki eylemlerinden dolayı hükümlü hakkında yakınan sayısınca ayrı ayrı yağma suçundan hükümlülük kararı verilmesi yerine, tek suç kabulü ile yazılı biçimde uygulama yapılmasında isabet görülmemiş olduğundan, Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gönderme yazısı, incelenen dosya içeriği ve Dairemizin 04/06/2015 tarih, 2015/525 Esas-2015/41128 Karar sayılı kararına göre, talep yerinde görüldüğünden kabulü ile İskenderun Ağır Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 21/03/2006 tarih ve 2006/30-163 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesi gereğince BOZULMASINA, ilk hükümdeki cezayı geçmemek üzere infaz aşamasında kazanılmış hak olmayacağı gözetilerek, yerel Mahkemece kanun yararına bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine, 21/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.