13. Hukuk Dairesi 2014/48622 E. , 2015/1863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı idare ile aralarında düzenlenen sözleşme uyarınca davalıya hizmet verdiğini, sözleşme süresince 5510 sayılı yasada yapılan değişikliğin davalı tarafından yanlış yorumlandığını ve şirketin istihkaklarından haksız kesintiler yapıldığını, 5510 sayılı yasanın 81 maddesine eklenen bende göre sigorta primlerini düzenli ödeyen ve sigortasız işçi çalıştırmayan işverenleri teşvik etmek amacıyla sigorta pirim oranının %5 lik kısmının hazinece karşılanacağının belirtildiğini, 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden itibaren bu kanun gereğince 5 puanlık indirimleri uygulamak suretiyle sigorta primlerini tahakkuk ettirildiğini ve ödendiğini, ancak davalı idarenin söz konusu pirim indirimlerini hak edişlerinden haksız olarak kestiğini ileri sürerek 50.193,93 TL nin kesinti tarihlerinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,davanın kabulü ile 50.193,93.-TL nin kesinti tarihlerinden başlamak üzere senelik yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
2-Davacı davalıya ait kurumda hizmet verdiğini, 5510 Sayılı Yasanın 81.maddesi uyarınca Hazine tarafından ödenen %5 pirime ilişkin ödemenin hakedişinden kesildiğini belirterek yapılan kesintinin her bir kesinti tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. 6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi tarafından davacının hakedişlerinden 50.193,93 TL kesinti yapıldığı belirlenmiş, ancak kesintilerin hangi ayda, ne miktarda yapıldığı hususunda bir tespit yapılmamıştır. Mahkemece de,50.193,93 TL nin kesinti tarihlerinden başlamak üzere yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olmakla hangi miktardaki kesintiye hangi tarihten itibaren faiz uygulanacağı belirtilmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece kesintilerin hangi tarihte ne miktarda yapıldığı hususunda bilirkişiden ek rapor alınarak buna göre hükmedilen alacağa her bir kesinti tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken kesinti tarihlerinin belirtilmemiş olması, infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Karar bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olup, ayrıca bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 858,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.