Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/10371
Karar No: 2018/7481
Karar Tarihi: 02.10.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/10371 Esas 2018/7481 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Kararda, sanığın resmi belgede sahtecilik suçu işlediği iddia edilmiştir. Ancak, suçun işlenmesi için kastın, zarar vermek bilinci ve iradesinin bulunması gerektiği belirtilmiştir. Eğer mağdurun önceden rızası varsa ve fail mağdura zarar vermeyeceği kanısına sahipse, kastın varlığı ileri sürülemeyecektir. Somut olayda, sanık Mehmet Celal İpek'in kardeşi olduğunu ve çeki onun adına imzaladığını savunarak rızalı bir şekilde davrandığını ileri sürmüştür. Mahkeme, eksik araştırma yaptığı için sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Kararda ayrıca, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi tarafından yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi
11. Ceza Dairesi         2016/10371 E.  ,  2018/7481 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında açıklandığı ve Dairemizin benzer birçok kararında vurgulandığı üzere: belgelerde sahtecilik suçlarında kast, zarar vermek bilinci ve iradesi olarak kabul edilmelidir. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan fail de mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura herhangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur. Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, suça konu çekte keşideci görünen Mehmet Celal İpek"ten alınmış bir yetki belgesi ya da vekaletname olmadan çeki onun adına imzalayıp beraber iş yaptıkları mağdur ..."e verip kullanmak suretiyle üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunması; sanığın, Mehmet Celal İpek"in kardeşi olduğunu, onun kendisine çek düzenleme konusunda yetki verdiğini, kardeşinin o sırada yurt dışında olduğunu, mağdurla olan ticari ilişkinin aksamaması için çeki imzalamak zorunda kaldığını savunması; Mehmet Celal İpek"in, suça konu çekteki imzanın ağabeyi ..."e ait olduğunu, ona çek imzalamak üzere yetki verdiğini, bir ara işleri kötü gittiği için süresinde çeki ödeyemediklerini, ancak sonradan çek bedelini ödediklerini ve mağdurun şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmesi; mağdur ..."in, çek bedelinin ödenmesi nedeniyle soruşturma aşamasında şikayetinden vazgeçmesi; aşamalarda dinlenen mağdur, diğer sanık ve tanık beyanlarından mağdurla ticari ilişki içinde olan ve asıl işleri idare edenin sanık olduğunun anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; benzer şekilde sanığın suç tarihinden önce kardeşi Mehmet Celal İpek adına düzenlediği ve ödenmiş çekler ve bonolar olup olmadığının mağdur ..."den sorulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulmuş olması,
    2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    .

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi