3. Hukuk Dairesi 2016/18536 E. , 2018/5493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kendisine ait fırın ve market olarak faaliyet gösteren işyerinde 18/01/2012 tarihinde yangın çıktığını, bu yangın sonucu işyerinde 200.000,00 TL nin üzerinde zarar meydana geldiğini, tüm malların yangın sonucu tamamen telef olduğunu, işyerinde yaklaşık 2 ay çalışamadığını, işgücü ve gelir kaybının bulunduğunu, işyerindeki güvenlik kameralarının ağır hasar gördüğünü ve kullanamaz hale geldiğini, işyerinin ... Sigorta tarafından sigortalandığını, sigorta şirketinin yalnızca binada oluşan hasar miktarı için 5.800,00 TL lik ödeme yaptığını, dava konusu yangının, sık sık yaşanan elektrik kesintisi sonrasında yüksek voltajla elektrik gelmesi sonucu, buzdolabının aydınlatma balanslarının patlamasıyla meydana geldiğini, olayın yaşanmasında elektrik kesintisi sonrası yüksek voltajda enerji veren, gerekli uyarıları yapmayan ve sistemini usulünce kurmayan davalı kurumun kusurunun olduğunu ileri sürerek, sigorta şirketi tarafından karşılanmayan 190.000,00 TL maddi tazminatın 18/01/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı; davacının iddialarını kabul etmediklerini, yangının sunulan elektrik hizmetinden kaynaklandığına dair herhangi bir tespitin bulunmadığını, yangının dükkan içinde bulunan bir cihazdan kaynaklandığını, gerek davacının dükkanındaki diğer elektrikli aletlerin gerekse de o bölgede yaşayan başka kimselerin elektrikli cihazlarında hiçbir arıza olmamasının, yangının elektrikten kaynaklanmadığını gösterdiğini, öncelikle davacının iç tesisatının yeterli olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının zarar iddiasının da kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu yangının süt reyonundaki buzdolabından çıktığı ve buzdolabının besleyen elektrik hattının iş yerinin tavanında (açıkta) yapılmış olmasının yangının hızla yayılmasına sebep olduğu, elektriklerin çok sık aralıklarla kesilmesi elektrik dalgalanmanın buzdolabında oluşan muhtemel arızaya tetiklediği ve yangına sebebiyet verdiği bu nedenle tarafların eşit oranda sorumlu olduklarından, davacının ticari mal ve demirbaş hasarları, gelir kaybı, inşaat ve elektrik imalatları olmak üzere toplam zararının 227.780,40 TL olduğu, tarafların kusur oranları (1/2) dikkate alınarak 113.890,20 TL maddi tazminatın 18/01/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesinin 1. fıkrası “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmünü ihtiva etmektedir.Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere hâkim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başkasına hükmedemez.Somut olayda; davacı dava dilekçesinde, dava konusu yangının meydana gelmesinde davalının tamamen kusurlu olduğu iddiasına dayanarak tüm zararı için toplam 190.000,00 TL tazminat talebinde bulunmuştur. Ancak mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının tüm zararı 227.780,40 TL olarak kabul edilmiş ve tarafların kusur oranı göz önüne alınarak bu miktarın yarısına hükmedilmiştir. Davacı tam kusura göre 190.000 TL talep etmesine rağmen, mahkemece bu miktar üzerinden hüküm kurularak bilirkişi raporu doğrultusunda fazlaya hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.Mahkemece; taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Dava konusu edilen binada oluşan hasar miktarı ile ilgili dava dışı sigorta sigorta şirketi tarafından 5.879,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının gerçek zararı belirlenirken yapılan bu ödemenin mahsup edilmesi gerekir. Mahkemece, davacıya yapılan bu sigorta ödemesinin hesaplanan tazminat tutarından indirilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin davalının daha yüksek bir tazminattan sorumlu tutulmuş olması doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir.
4- TMK 6.maddesine göre, herkes iddiasını dayandırdığı maddi olguları ispatla yükümlüdür. Eldeki davada davacı, dava konusu yangın nedeniyle zarar gören tesisatı ve yanan malları konusunda zararını ispatla yükümlüdür.6098 sayılı TBK 50/2 maddesinde “Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler” hükmüne yer verilmiştir.Keza, aynı kanunun 51/1. maddesinde; "Hakim, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler" denilmektedir.Eldeki davada davacı, yangın nedeniyle iş yerinde bulunan malların, demirbaşların ve bina içindeki elektrik ve inşaat imalatlarının zarar gördüğünü iddia ederek, olay tarihinden yaklaşık 1 yıl sonra eldeki davayı açmıştır. Davacının zararının tespiti için yapılan keşif sonucunda, elektrik ve mimar bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu raporu ile serbest muhasabeci-mali müşavir tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; iş yerinin tadilattan geçirildiğinin gözlemlendiği, olayın vuku bulduğu tarih ile tespit (keşif) tarihi arasında uzunca zaman (yaklaşık 3 yıl) bulunduğu için davacının zararının ancak yangın sonrası çekilen fotoğraflar, tanık beyanları, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile davacıya ait resmi defter ve kayıtlardan yararlanılarak belirlenebildiği açıklanmak suretiyle zarar tespiti yapılmıştır. Bunun yanında olay anında iş yerinde bulunan davacı tanıkları da beyanlarında; yangının buzdolaplarının olduğu bölümde meydana geldiğini ve bu kısımda hasar olduğunu, marketin diğer kısmına yangının sıçramadığını ancak oluşan is ve itfaiye tarafından sıkılan su nedeniyle diğer bölümlerin de (ürünlerin) zarar gördüğünü belirtmişlerdir.Tüm bu hususlara ek olarak, davacının dava konusu zarar nedeniyle dava dışı sigorta şirketine yaptığı başvuruda talep ettiği tazminat miktarının dava konusu edilen tazminat miktarından daha az olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre, açıklanan tüm bu hususlar gözetildiğinde; mahkemece, davacının gerçek zararının kesin olarak tespitinin mümkün olmadığı dikkate alınarak, TBK"nın 50 ve 51. madde hükümleri değerlendirilmek suretiyle, hükmedilecek tazminat miktarından hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir değerlendirme yapılmaması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının tüm davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci, üçüncü, dördüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.