11. Hukuk Dairesi 2015/13618 E. , 2017/1640 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/11/2014 tarih ve 2014/133-2014/334 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ‘‘...’’ ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, 2011/65609 kod numarası verilen, 35. sınıftaki hizmetleri içeren ‘‘...’’ ibareli marka tescil başvurusunun resmî marka bülteninde ilânı üzerine, tanınmışlık vasfı bulunan markalarına iltibas oluşturacağı ve onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibarını ve ayırt edici karakterini zedeleyeceği, haksız rekabet yaratacağından başvurunun reddi için itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek, YİDK kararının iptalini, davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, markaların karıştırılabilecek derecede benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı başvurusunun konusu olan işaret ile davacıya ait markaların sescil, biçimsel ve umumî intiba itibariyle benzer mahiyette bulunduğu, ‘ag’ ekinin yeterli ayırt edicilik sağlamadığı, tüketicilerin zihninde belirecek olan izin hemen ... ibareli davacı markasının bıraktığını hatırlattığı, her ikisinin aynı işletmeye ait olduğu yönünde iltibasa yol açabileceği, davacının seri markalarından biri olduğu biçiminde bir yanılgıya düşülebileceği, davalı başvurusunun kapsamında bulunan 35. sınıftaki hizmetlerin davacının tescilli markalarının kapsamında da aynen yer aldığı, davacı markasının tanınmış bir marka olduğu, davalının bundan haksız biçimde yararlanacağı, sunduğu mal ve hizmete ilişkin satışlarını artıracağı, davacı markasının itibarının istismar edilmesi sonucunu doğuracağı, davacı markasının bulanıklaşması suretiyle ekonomik değerinin zayıflayacağı, itirazının reddine dair YİDK kararının hukuka uygun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, TPE YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir. Mahkemece, taraf markalarının benzer olduğu, tüketici nezdinde iltibas oluşturacağı, aynı tür emtiaları ihtiva ettiği ve davacı markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlanacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, başvuru markası “...” ile davacı markasının, “...” ibaresindeki ... ibaresinin aynı olmasına karşın, ek ibare sebebiyle görsel, kavramsal ve işitsel açıdan farklılaştığı ve 556 s. KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, ayrıca markanın tanınmış olduğu ileri sürülmüş ise de, başvuru markasının bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı markasına benzer olmaması ve KHK’nın 8/4 maddesindeki risklerin varlığının ispat edilememesi sebebiyle bu maddenin uygulanması imkanının da bulunmadığı gözden kaçırılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyip kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 20/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.